Ahmet Kaya, yaşamını Türkiye barışına, insan haklarına ve halkların kardeşliğine adamış bir sanatçıydı. Müziği boyunca bu idealler için mücadele etti. Kürt olduğunu açıkça dile getiren ve bir demokrat olarak kabul edilmek isteyen Ahmet Kaya, her fırsatta halkların kardeşçe yaşaması gerektiğini vurguluyor, Türkiye’deki insan hakları ihlallerini görünür kılmaya çalışıyordu. Hem sağ hem de sol kesimden eleştiriler alsa da şarkıları her kesimde yankı buluyordu.
O Gece ve Sonrası
10 Şubat 1999’daki Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödül töreninde, Ahmet Kaya’nın yaptığı konuşma Türkiye’deki Kürt düşmanlığını gözler önüne serdi. Yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, Kürtçe bir şarkı yapacağını ve buna klip çekeceğini söylemesi, salonda kıyameti kopardı. Çatallar, kaşıklar havada uçuştu, Ahmet Kaya yuhalandı, saldırıya uğradı ve salondan apar topar çıkarıldı. Bu olay, hayatının geri kalanını şekillendiren bir dönüm noktası oldu.
Sonrasında, 1993’te Berlin’de bir gecede çekildiği iddia edilen fotoğraflar üzerinden “PKK’ye yardım ve yataklık” yaptığı suçlamasıyla hakkında davalar açıldı. Toplamda 10,5 yıl ağır hapis istemiyle yargılandı. Ülkede kalması artık imkânsız hale gelince Paris’e gitmek zorunda kaldı. Ancak sürgün, Ahmet Kaya için büyük bir travmaya dönüştü. Her fırsatta ülkesine duyduğu özlemi dile getirirken, Türkiye’de hain olarak anılmaya devam etti. Bu hasret ve ruh hali, yaptığı bestelere yansıdı. 16 Kasım 2000’de, sürgünde olduğu Paris’te hayata veda etti. Henüz 43 yaşındaydı.
Bugün Daha da Karanlık Bir Türkiye
Ahmet Kaya’nın ardından 24 yıl geçti. Ancak o dönem yaşanan baskı ve zulüm, bugün daha da artarak devam ediyor. Ülkeyi yöneten AKP iktidarı, Ahmet Kaya’nın haklılığını zaman zaman kabul eder gibi görünse de, uygulamalarıyla Türkiye’yi 90’lı yıllardan daha kötü bir noktaya sürükledi. Bugün binlerce Ahmet Kaya, düşüncelerini ifade ettiği için cezaevinde ya da sürgünde. Kürt halkının yıllar süren mücadelesiyle elde ettiği kazanımlar yok sayılıyor, baskı ve zulümle silinmeye çalışılıyor.
Ahmet Kaya, Kürtçe bir şarkı yapmak ve klip çekmek istemişti. Ancak faşist zihniyet buna izin vermedi. Bugün, Ahmet Kaya’nın sazıyla ve sözleriyle araladığı kapıyı açmak için mücadele eden binlerce insan var. Ahmet Kaya’nın mirası, onun kararlılığı ve fikirleriyle yaşıyor.
Bizler hâlâ onun özlemini duyduğu özgür bir ülke için mücadele ediyoruz. Er ya da geç, baskı ve zulüm duvarları yıkılacak, halklar özgürleşecek. Ahmet Kaya’nın hatırası, bu mücadelenin en büyük ışığı olmaya devam edecek.
(2 yıl önce yazdığım yazının günümüze uyarlanmasıdır)
MEHMET MURAT YILDIRIM