YAZARLAR

Tümü

Türkiye’de Gazeteci Olmak

(4 Ay, 15 Gün önce)
Basın özgürlüğü, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarından biridir, bunu biliriz. Gazeteciler, olayları izleyerek toplumun doğru bilgiye erişmesini sağlar ve ülkenin tarafsızlığına katkıda bulunur. Ancak, Türkiye’de gazetecilerin görevlerini yerine getirme çabası, özellikle eylemler sırasında ciddi engellerle karşılaşmaktadır.

Eren ATEŞ

 

Basın özgürlüğü, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarından biridir, bunu biliriz.
Gazeteciler, olayları izleyerek toplumun doğru bilgiye erişmesini sağlar ve ülkenin
tarafsızlığına katkıda bulunur. Ancak, Türkiye’de gazetecilerin görevlerini yerine getirme
çabası, özellikle eylemler sırasında ciddi engellerle karşılaşmaktadır. Polis şiddeti ve baskılar,
yalnızca gazetecilerin mesleki hayatlarını değil, kişisel güvenliklerini de tehdit etmektedir.
Eylemler sırasında orantısız güç kullanımına maruz kalan gazeteciler, fiziksel ve psikolojik
travmalar yaşamaktadır. Bu durum, birçok gazeteciyi otosansüre zorlamakta. Özgür bir
basının olmadığı bir toplumda demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesi mümkün değildir.

 

Toplumsal protestolar, bir ülkenin sorunlarını dile getirme ve demokratik hakların
kullanılması açısından önemli bir alandır. Ancak, Türkiye’de bu tür eylemlerde, protestocular
kadar gazeteciler de güvenlik güçlerinin sert müdahalelerine maruz kalmaktadır. Günümüze
kadar yaşanan birçok toplumsal olayda, gazetecilere yönelik polis şiddeti açıkça
kaydedilmiştir. Gazeteciler, sadece görüntü alırken dahi kalkanlarla itilmekte, plastik
mermilerle yaralanmakta, tomalarla müdahale edilmekte ve gözaltına alınmaktadır. Bu
durum, basın özgürlüğünü zedelemekle kalmamakta, toplumun doğru bilgiye erişim hakkını
da ortadan kaldırmaktadır.

Özellikle eylemler sırasında, polis tarafından gazetecilere yönelik kullanılan orantısız güç
dikkat çekicidir. Basın kartını göstermesine rağmen darp edilen, ekipmanları kırılan ve çekim
yapması engellenen gazetecilerin sayısı giderek artmaktadır. Örneğin, Gezi Parkı
protestolarından günümüze kadar geçen süreçte, polis müdahalelerinde gazetecilerin şiddet
gördüğü birçok olay belgelenmiştir. Polislerin, gazetecilerin kamera veya telefonlarını zorla
almaya çalışması ya da çekim yapmalarını fiziksel olarak engellemesi, yalnızca bireysel hak
ihlali değil, aynı zamanda sistematik bir baskının göstergesidir.

Uluslararası basın kuruluşları ve insan hakları örgütleri, Türkiye’de gazetecilere yönelik bu
uygulamaları sık sık eleştirmektedir. 2024 yılında yayımlanan bir rapora göre, Türkiye,
gazetecilere yönelik fiziksel şiddet ve gözaltılar konusunda dünya sıralamasında üst sıralarda
yer almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, gazetecilerin haklarının ihlal edildiği çok
sayıda davada Türkiye’yi mahkûm etmiştir. Ancak bu eleştiriler ve yasal yaptırımlar, sahada
çalışan gazetecilerin karşılaştığı günlük sorunları çözmekten uzak görünmektedir.


Bu sorunun çözümü için öncelikle gazetecilerin eylemler sırasında güvenliğini sağlayacak
yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Güvenlik güçlerinin, gazetecilerin görevlerini
engellememesi için özel eğitimlerden geçirilmesi ve görevini kötüye kullanan polis memurları
hakkında etkin soruşturmaların başlatılması elzemdir. Ayrıca, gazetecilere yönelik her türlü
şiddetin cezasız kalmaması için yargının bağımsız bir şekilde hareket etmesi büyük önem
taşımaktadır. Gazeteciler, yaptıkları-yapmak istedikleri haberler nedeniyle yargılanmakta,
baskıya uğramakta ve kimi zaman hapsedilmektedir. Mesleklerini yapamamakla kalmayıp
ceza yemekteler yahu, inanılır gibi değil!

Gazetecilere yönelik polis şiddeti ve baskılar, yalnızca bir meslek grubunun sorunu değildir,
bu mesele, aynı zamanda toplumun doğru bilgiye ulaşma hakkını, demokrasinin işleyişini ve
hukuk devleti ilkesini doğrudan ilgilendiren bir meseledir. Türkiye’nin basın özgürlüğü

konusunda uluslararası standartlara ulaşması ve toplumsal barışı sağlaması için
gazetecilere yönelik baskıların sona erdirilmesi şarttır.


Basın özgürlüğünün yeniden sağlanması, demokratik değerlerin korunması ve ifade
hürriyetinin güvence altına alınması, hem toplumun hem de devletin gelişimi için hayati bir
önem taşımaktadır.


İSTANBUL
EURO
39.7179
DOLAR
36.5387
ARŞİV