ÜLKE

Tümü

Yeni yazarımız Hazal Battaloğlu'nun yazısı:

(4 Ay, 5 Gün önce)
KESK'in çağrısıyla binlerce kişi, 30 Kasım sabahı Ankara'nın ayaza kesmiş sokaklarında "Geçinemiyoruz!" demek için yollara düştü. Türkiye'nin dört bir yanından gelen insanlar, sadece ekonomik krizin ağırlığını değil, bu krizle birlikte yitip giden yaşamlarını da yanlarında taşıdı. O gün Tandoğan Meydanı, geçinememenin dayanılmaz ağırlığını haykıran binlerce insanla doldu. Genç bir öğrenci, emekli bir öğretmen, atanamayan bir öğretmen ya da gece vardiyasından çıkan bir işçi… Aynı sorunlarla farklı yerlerde boğuşan bu insanlar, artık bir araya gelmenin ne kadar hayati olduğunu biliyordu. Ve meydan, bu birlikteliğin en güçlü ifadesine dönüştü.

HAZAL BATTALOĞLU

 

Ankara’nın mücadele belleğinde özel bir yeri olan Tandoğan, tarih boyunca emek ve direnişle anılmıştır. 10 Ekim Gar Katliamı, meydanın biraz ilerisinde, Ankara Garı önünde gerçekleşmiş olsa da, o gün barış için bir araya gelen kortejlerin çoğu Tandoğan’dan hareket etmişti. Katliamın bıraktığı acının ardından bu meydan, sadece kayıpların yasını değil, mücadele ve dayanışmanın devam etme iradesini de taşıdı. 30 Kasım’da on binlerce insanın bu alanda toplanması, hem geçmişin mücadelelerine bir selam hem de geleceğe dair bir söz niteliğindeydi. Bu meydan, geçmişle bugünü birbirine bağlayan bir direnç noktasıdır.

 

Meydanın içinde yürürken farklı hayatların aynı isyanla buluştuğunu görmek çarpıcıydı. Bir köşede yaşlı bir teyze, "Emekliyim, açım" yazan dövizi taşıyordu. Yanında bir genç kadın, "Kira, fatura, yemek arasında sıkıştım" diye bağırıyordu. İki farklı hayat, aynı çıkmaz. Herkesin hikâyesi ayrı ama derdi ortak: Bu sistem insanca yaşama hakkımızı elimizden alıyor. Alanda yürürken genç bir arkadaşımın şu sözleri içime işledi: "Bu kadar insanı bir arada görmek umudumu yeniden yeşertti." Çünkü sistem bizi yalnızlaştırarak yenmek istiyor. Ama o gün orada, yalnız olmadığımızı gördük; birbirimize yaslanınca daha güçlü olduğumuzu hissettik.

 

30 Kasım, sadece bir miting değil, hayatlarımızın çalınmasına karşı yükselen bir çığlıktı. Geçinememenin, yoksulluğun, adaletsizliğin dayattığı yalnızlığa karşı kolektif bir yanıt verdik. Bu birliktelik, meydandaki her sloganla, her pankartla, her kahkahayla ve bazen gözyaşlarıyla güçlendi. O gün, insanca bir yaşam talebinin nasıl bir mücadeleye dönüştüğünü bir kez daha gördük.

 

Ve bu daha başlangıç. Çünkü birliktelik bir kez büyümeye başladı mı, önünde hiçbir güç duramaz. Tandoğan, geçmişin acılarını ve mücadelesini bugüne taşıyarak, dayanışmayı yarına aktardı. Şimdi sıra bizde; meydanlardan umut büyütmeye, insanca bir yaşamı hep birlikte kazanmaya devam edeceğiz.

                                                                                   


İSTANBUL
EURO
41.4822
DOLAR
37.9300
ARŞİV