Kamuran GÜN
Kobani
Esad rejiminin devrilmesi sonrası Kobani, YPG’nin kontrolünde kalan bir bölge olarak Türkiye’nin dikkatini çekiyor. Türkiye, PKK’nın Suriye kolu olan YPG’yi sınır güvenliği için bir tehdit olarak görüyor ve sınır hattında güvenli bölgeler oluşturmayı hedefliyor. Rejimin çökmesi, YPG’nin uluslararası destek arayışını artırırken, Türkiye’nin de bölgeye yönelik askeri operasyonlarını hızlandırmasına yol açtı. Türkiye’nin son dönemde düzenlediği SİHA saldırıları ile YPG’nin komuta merkezlerine ve ikmal hatlarına darbeler vurmayı amaçlıyor.
Münbiç
Münbiç, Halep’in doğusunda stratejik bir geçiş noktası olarak, rejimin çöküşüyle birlikte tam anlamıyla bir güç boşluğuna sahne oldu. Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO), Münbiç’e yönelik baskısını artırarak bölgeyi kontrol altına almayı hedefliyor. Bu operasyon, YPG ile yeni rejim arasındaki bağlantıyı koparmak ve Türkiye’nin sınır hattındaki tehditleri azaltmak için kritik görülüyor. Münbiç’in kontrolü, Türkiye’nin kuzey Suriye’deki etkisini artırabilir ve YPG’nin bölgede izole olmasına neden olabilir.
Uluslararası dengeler
Esad rejiminin devrilmesi, bölgede ABD ve Rusya’nın etkisini yeniden şekillendirdi. ABD, Suriye’deki YPG unsurlarına desteğini sürdürürken, Türkiye ile diplomatik gerilimler devam ediyor. Öte yandan, Rusya’nın rejimin çöküşü sonrası bölgede nasıl bir pozisyon alacağı belirsizliğini koruyor. Moskova, Esad sonrası oluşan boşluğu doldurmak için yeni müttefikler arayabilir, ancak Türkiye’nin alacağı pozisyon, Rusya’nın hareket alanını sınırlayabilir.
Bu gelişmeler, Suriye’nin geleceğini belirleyecek yeni diplomatik ve askeri süreçlerin kapısını aralamış durumda. Kobani ve Münbiç üzerindeki kontrol mücadelesi, yalnızca yerel dengeleri değil, aynı zamanda uluslararası politikayı da şekillendirecektir.