YAZARLAR

Tümü

İfade Özgürlüğü'nün Geldiği Nokta: Gazeteci Mehmet Murat Yıldırım'a Yeni Soruşturma!

(3 Ay, 3 Gün önce)
Gazetemizin Haber Müdürü, Mehmet Murat Yıldırım, sosyal medyada yaptığı paylaşımlar ve haber içerikleri nedeniyle yeniden "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasına maruz kaldı. Türkiye'de ifade özgürlüğü konusundaki kaygıları daha da derinleştirmekle kalmayan bu olay, yalnızca bir gazetecinin değil, hepimizin düşünce özgürlüğü hakkını sorgulamamıza neden oluyor.

İrem KABATAŞ

 

Yıldırım’ın dosyasındaki en dikkat çeken suçlama ise 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından yaptığı bir sosyal medya paylaşımına dayanıyor. Yıldırım, paylaşımında, babasıyla yıllar önce yaptığı bir sohbeti şu sözlerle aktarmıştı:

 

Bundan 15 yıl kadar önce, bir Bursa-Batman seyahatimiz esnasında Diyarbakır’dan geçerken, bu binalar çok güzel, fakat kafalar, zihinler aynı demişti babam. Bugün ne demek istediğini daha iyi anlıyorum. Aramızdan ayrılalı 5 yıl oldu, özlüyorum.”


Düşünün, ne şiddet çağrısı ne de örgüt övme var. Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 17.10.2024 tarihinde açılan dosyaya, trajikomik bir şekilde bu sözler “örgüt propagandası” etiketiyle ekleniyor. Gerçekten eleştiriden bu kadar korkan, eleştireni terörist gören bir anlayış, sağlıklı bir topluma nasıl alan açabilir?

 

Soruşturmanın bir diğer gerekçesi ise Abdullah Öcalan’ın tecrit koşullarına ilişkin haberler. Bu tür suçlamalar zaten artık birçok gazetecinin rutini haline geldi. Her gün basın özgürlüğünün biraz daha baskılandığı bir ülkede, sadece doğru habercilik yapmak bile “suç” sayılabiliyor. Bu durum, basının temel görevlerini yerine getirme yetisini tehdit ediyor. Görevi gerçeği yazmak olanları yalanlarla içeri attırmak… Ne hukuk devleti ama!


Bugün Mehmet Murat Yıldırım’a yöneltilen suçlamalar, aslında sadece bir gazeteciyi değil, eleştiri hakkını kullanan herkesi hedef alıyor. İnsan hakları örgütleri ve gazeteci dayanışma ağları, bu soruşturmanın sadece basın özgürlüğüne değil, toplumun eleştirel düşünce hakkına da bir darbe olduğunu vurguluyor:


Gazeteci dayanışma örgütleri, bu tür davaların susturma ve korkutma amacı taşıdığını söylerken, insan hakları savunucuları eleştirinin cezalandırılmasının hukukun evrensel ilkeleriyle bağdaşmadığını hatırlatıyor.

 

Türkiye'de basın, yıllardır Kürt meselesi veya Öcalan gibi konulara değindiği için kriminalize ediliyor. Ancak burada sorulması gereken kritik bir soru var: Bu tür haberlerin yapılması bir gazetecilik görevi mi, yoksa bir suç mu?


Yıldırım'ın haberlerinde, şiddet çağrısı veya örgüt propagandasına dair herhangi bir içerik bulunmadığı ortada. Yine de, Öcalan’a dair tecrit haberlerinin suçlamaya dayanak yapılması, bu meseleye dair konuşmanın bile yasaklandığını hissettiriyor. Devlet Bahçeli ‘’Öcalan meclise gelip kürsüde konuşsun.’’ Dediğinde bu hiçbir yaptırıma takılmıyor fakat bir gazeteci sadece haber yaptığında tutuklanması isteniyor.
Eleştiri bir toplumun aynasıdır. Eğer aynaları kırarsanız, geriye kalan cam parçaları illa ki elinizi keser.

 

 


İSTANBUL
EURO
39.6843
DOLAR
36.5350
ARŞİV