Mehmet Murat YILDIRIM
Özgür Basının Susturulmasına Tepkiler Büyüyor
Bu acı olayın ardından, gazetecilerin katledilmesi, Türkiye'den ve dünya çapında birçok kurum ve kişiden tepki topladı. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) yaptığı açıklamada, “Bu saldırıyı kınıyor ve kabul etmiyoruz. Katledilen Özgür Basın emekçilerinin hakikat mücadelesini unutmayacağız!” dedi. DFG, Daştan ve Bilgin'in halkın hakikatine ulaşmasını sağlayan, cesur gazeteciler olduğunun altını çizdi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) de saldırıyı kınayarak, "Halkın hakikate ulaşmasını engellemek amacıyla yapılan bu saldırıyı kabul etmiyoruz" dedi. Demokatik Bölgeler Partisi (DBP) ise bu saldırıların amacının, Rojava halkının iradesini ve özgür basını susturmak olduğunu belirtti. Ayrıca, “Bu saldırılara sessiz kalanlar, savaş suçlarına ortak olmuşlardır” ifadesine yer verildi.
Kadın Hareketi ve Siyasetçilerden Sert Tepkiler
Özgür Kadın Hareketi (TJA), katliamı kadın özgürlüğü ve hakikatin sesine yönelik bir saldırı olarak tanımlayarak, “Nagihan’dan Cihan’a, hakikatin kalemi susturulamaz!” dedi. DEM Parti milletvekili Serhat Eren, gazetecilerin katledilmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, Rojava'da bir hakikati dünyaya duyurmak için yola çıktılar, ancak bu hakikati inkar edenlerin SİHA'larıyla katledildiler. Kalemleriyle mücadele edenlerin sesi, bombalarla susturulmak istendi” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Hukukun İhlali
Uluslararası hukuku savunan birçok isim de tepkilerini dile getirdi. Gazeteci Candan Yıldız, “Savaşlarda, çatışmalarda gazetecileri hedef almak uluslararası bir suçtur” diyerek, İsrail'in savaşlarda gazetecileri hedef alma yönteminin benzer bir yol izlendiğine dikkat çekti. Ayrıca, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, gazetecilerin çatışma bölgelerinde hedef alınmasının Cenevre Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu ve basın özgürlüğünün her koşulda korunması gerektiğini belirtti.
Saldırıya Ulusal ve Yerel Tepkile
Diyarbakır'daki (Amed) Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) da, gazetecilerin katledilmesinin uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir durum olduğunu belirterek, başsağlığı dileklerini ailelere ve özgür basın emekçilerine iletti. İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise, bu tür saldırıların çok acı verici ve öfke uyandırıcı olduğunu ifade etti. Ayrıca, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, saldırıyı, Kürt halkının kazanımlarını yok etmek isteyenlerin bir parçası olarak değerlendirdi ve hakikatin büyüklüğünü vurguladı.
Hatırlatmalar ve Mücadeleye Devam
Tepkilerde ayrıca, gazetecilerin katledilmesinin unutturulmayacağına ve mücadelelerinin sürdürüleceğine dair güçlü mesajlar verildi. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Nazım Daştan'ın daha önce de Kobanê'ye yönelik DAİŞ saldırılarının sınırdaki geçişlerini deşifre ettiği için hedef alındığını belirtti. Müftüoğlu, Daştan'ın, Rojava'da haber takibine devam ederken de yaralandığını, ancak asla geri adım atmadığını vurgulayarak, "Hakikat mücadelesinin tanığıyız ve sürdüreceğiz" dedi. Kasım Taşdoğan ise "Heqîqet namire, bijî çapemeniya azad" yani "Hakikat ölmez, özgür basın yaşar" şeklinde bir mesaj verdi.