YAZARLAR

Tümü

Vietnam Halk Ordusu 80 Yaşında: Devrimci Mücadelede Vietnam'dan THKP-C'ye

(4 Ay, 21 Gün önce)
22 Aralık 1944’te kurulan Vietnam Halk Ordusu (VHO), yalnızca Vietnam halkının kurtuluşunu değil, evrensel bir mücadele destanının da simgesi olmuştur. Fransız sömürgeciliğine karşı kazanılan Dien Bien Phu Zaferine bir ulusun kendi geleceğine dair yazdığı en cesur destanlardan biri demek yanlış olmaz. Amerikan emperyalizmine karşı verilen mücadele ise yalnızca Vietnam’ı değil, tüm dünyayı sarsan bir zafer olarak tarihe geçti.

İrem KABATAŞ

 

Beton duvarlar, orman yolları, çamurla yoğrulmuş hendekler… Vietnam Halk Ordusu, her devrimci hareket gibi sadece gerilla gücüyle değil, halkın inancıyla yükselmiştir. Her köyde yankılanan çocuk sesleri, işgalcilerin ayak seslerini bastırmış; her işçinin elindeki orak, sömürgecilerin silahlarına meydan okumuştur. Bu zaferler, yalnızca askeri bir başarı olarak değil, halk savaşı modelinin etkin bir uygulaması olarak da tarihe yazılmıştır. Vietnam Halk Ordusu’nun halktan kopmadan, her şeyden önce köylüler ve işçilerle bütünleşen örgütlenmesi, dünyanın dört bir yanında anti-emperyalist hareketlere ilham olmuştur. Bu örneklerden biri, Mahir Çayan önderliğindeki THKP-C’dir. (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi)

 

Vietnam Halk Ordusu’nun ışığında: THKP-C

 

THKP-C, Vietnam Halk Ordusu’nun halk savaşı stratejisinden ve disiplinli örgütlenme modelinden etkilenmiş, bu örnekten yola çıkarak Türkiye’ye özgü bir devrimci hat çizmek için girişimlerde bulunmuştu. Vietnam Halk Ordusu’nun modelinden esinlenen THKP-C, Türkiye'nin sosyo-politik koşullarına uygun olarak bir şehir gerillacılığı stratejisi geliştirmiştir. Mahir Çayan ve yoldaşları, şiddetle birleşen ideolojik çalışmalarla toplumsal bir devrim perspektifi sunmaya çalışsalar da şehirlerde halk desteği bulma çabası, yerel koşullar ve Türkiye'nin toplumsal yapısının farklılığı nedeniyle başarılı olamayarak, Vietnam’daki halk savaşı modelinin Türkiye’de etkili bir şekilde uygulanmasını engelledi. Bir diğer önemli faktör ise, THKP-C'nin askeri ve politik birliğinin sağlanamamasıydı. Vietnam’da, Viet Minh ve Vietnam Halk Ordusu, şehir ve kırsal alanı birbirine entegre ederek güçlü bir koordinasyon sağlarken, THKP-C’de aynı durumun çok zor olduğu bir gerçekti. Yine de gerek devrimci tarihte gerek kendi döneminde herkesin yoluna ışık tutan ve hala geleneği yaşatılan bir hareket olduğunu unutmamakta fayda var.

 

Halkın Örgütlü Gücü ve Anti-Emperyalizm

 

Vietnam’da halk savaşının kökleri, sömürgeciliğe karşı örgütlenmiş köylüler ve savaşçıların dayanışmasına dayanıyordu. Vietnam köylerinde yükselen direniş şarkıları, bir halkın özgürlüğe olan inancını dünyaya haykırıyordu. Benzer bir şekilde THKP-C de devrimci mücadelenin ancak halkın öz gücüyle mümkün olacağına inanıyordu. Mahir Çayan’ın teorik katkılarıyla şekillenen bu anlayış, devrimci mücadelenin halktan kopmadan, onun taleplerine ve özlemlerine yanıt veren bir çizgide ilerlemesini öngörüyordu.

 

Vietnam’dan Türkiye’ye

 

Vietnam Halk Ordusu’nun savaşta elde ettiği başarılar, THKP-C’nin şehir ve kırsalı birleştiren stratejisine rehberlik etmiştir. Vietnam’da emperyalizme karşı mücadelenin bir cephe savaşı olarak değil, parçalanmış bir halk savaşı şeklinde kazanılması, Mahir Çayan’ın şehir gerillacılığına dayanan devrimci stratejisiyle birebir örtüşmüştür. Dien Bien Phu’nun çamurlu hendeklerinden yükselen zafer çığlıkları, THKP-C’nin kent meydanlarındaki yankısıyla birleşmiştir.

 

VHO ve Evrensel Direniş Mirası

 

Vietnam Halk Ordusu, sadece askeri bir zaferin değil, halkın direnişinin ve dayanışmasının da bir zaferiydi. Bu zafer, tüm ezilen halklar için bir umut kaynağı olmuş ve bu direnişin mirası, bugüne kadar dünya çapındaki devrimci hareketlere ilham vermektedir. Latin Amerika’da Che Guevara’nın gerilla stratejisinden Güney Afrika’da Apartheid rejimine karşı verilen mücadeleye kadar pek çok örnekte Vietnam’ın etkisini görmek mümkündür. Angola’dan Filistin’e, Vietnam Halk Ordusu’nun savaş stratejileri ve halk savaşı modeli, anti-emperyalist mücadelelerin ortak bir dili haline gelmiştir.

 

Türkiye’de THKP-C’nin bu modelden esinlenmesi, emperyalizme karşı halkın aktif mücadelesini esas alan bir devrimci hareket yaratma çabasını göstermiştir. Tıpkı Vietnam’da olduğu gibi, burada da mücadele halkın taleplerine dayandırılmıştır.

 

Vietnam’dan Kızıldere’ye uzanan direniş hattı, devrimci mücadelenin yalnızca bir söylem değil, somut bir eylem ve örgütlenme gerektirdiğini bizlere yeniden hatırlatmaktadır. Bugün, Vietnam’ın ortaya koyduğu örnek, emperyalizme karşı mücadelenin halkın gücünü esas alan örgütlenme modelleriyle kazanılabileceğini göstermeye devam ediyor.

 

Son söz olarak; Vietnam Halk Ordusu’nun kuruluşundan bugüne taşıdığı miras, yalnızca bir çağın zaferi değil, ezilen tüm halkların umudu olmaya devam ediyor. Bugün devrimci mücadeleyi anlamlandırmak isteyen her bireyin, Vietnam’dan çıkan derslere ve mirasa yeniden dönüp bakması gerektiğini söylemek isterim. Bugün, kendini sosyalist olarak tanımlayan ancak devrimci sorumluluklarını yerine getirmeyerek kendi çıkarları ve korkuları uğruna örgütlenmek isteyenleri yetersiz hissettiren yaklaşımlar, yalnızca halkın mücadelesine zarar vermektedir. Sosyalist olmak, yalnızca söylemde kalmayı değil, halkla gerçekten omuz omuza mücadele etmeyi gerektirir. Unutmayalım ki, devrim mücadelesi, nadide bir filiz gibi zorlukların en ağır olduğu yerlerde yeşerir ve halkın desteğiyle kökleri sağlam bir zeytin ağacına dönüşür. Ve bizler bir gün o ağacın altında en güzel özgürlük türkülerimizi söyleyeceğiz.


İSTANBUL
EURO
43.0405
DOLAR
37.9073
ARŞİV