ÜLKE

Tümü

“Asgari Ücret Onurlu Bir Yaşamın Kırıntısı mı?” Ve işte o rakam: 22.104 TL

(4 Ay, 26 Gün önce)
Hükümetin “büyük müjde” edasıyla sunduğu bu rakam dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 30 bin TL, yoksulluk sınırının ise 80 bin TL olduğu bir ülkede, emeğin ve emekçinin nasıl hiçe sayıldığının en somut kanıtıdır. Bu, sadece bir ücret değil aslında bir hüküm: Açlık ve yoksulluk içinde yaşamaya mahkumiyetin hükmü. Çünkü mesele sadece ekmek değil mesele insan onurudur.

Hazal BATTALOĞLU

 

Bu kadar düşük bir asgari ücret sadece işçiler için değil, memurlar ve emekliler için de alarm zillerini çaldırıyor. Çünkü asgari ücrette bu kadar cimri davranan bir hükümetin memur ve emekliye “cömert” olmasını beklemek safdillik olur. Bugünden görünen şu: Daha fazla yoksulluk, daha fazla borç, daha fazla umutsuzluk.

 

Bu tablo aslında koca bir toplumun geleceğini karartıyor. Çalışanına, emeklisine, üretenine bu kadar kıymet biçen bir sistem, kendi halkına “Böyle idare edin” demekten başka bir şey söylemiyor.

 

Artık kimse “Hayatımı nasıl güzelleştiririm?” diye düşünmüyor. Onun yerine, “Bu ayı nasıl çıkarırım?” sorusu gündelik hayatın en acı gerçeği. İnsanların hayal kurmaya bile mecali kalmadı. Çünkü hayal kurmak için umut, umut için ise insanca bir yaşam gerekir.

 

Bu yalnızca bireylerin değil toplumun da içine düştüğü bir girdap. İnsanlar dayanışmadan uzaklaşıyor, yalnızlaşıyor, içine kapanıyor. Çünkü sistem insanları yoksulluğun pençesinde birer “rakip” haline getiriyor. Oysa ki çaremiz yalnızlaşmak değil, yan yana gelmek. Yoksulluğa karşı ortak mücadele, dayanışma, birlikte ayağa kalkmak her zamankinden daha önemli.

 

22.104 TL yalnızca sofradaki ekmeğin küçülmesi değil; aynı zamanda insanların onurunun, hayallerinin ve kendine olan inancının da törpülenmesidir. Bu ücret, aslında bir mesajdır:

 

“Senin emeğin, zamanın, hayatın bu kadar ediyor”

 

Bu mesaj sadece fiziksel değil, psikolojik bir yıkımı da beraberinde getiriyor. Düşük ücret, insanın kendine olan güvenini, geleceğe dair inancını zedeliyor. Ama şunu unutmayalım: Yoksulluk, bireylerin değil, bir sistemin yarattığı bir sorundur. Ve bu düzen değişebilir.

 

Asgari ücret bir lütuf değil insan onuruna yakışır bir yaşam hakkının asgari karşılığıdır. Bu mücadele yalnızca bugünün sorunu değil, geleceğimizin meselesidir. İnsanca yaşamak lüks değildir, haklı bir talep ve bir zorunluluktur.

 

Biliyoruz ki bu düzeni değiştirmek elimizde. Yoksulluğa, emeğin sömürülmesine karşı mücadeleyi büyütmek, dayanışmayı artırmak zorundayız. “Bu düzen değişmez” diyenlere inat, emeğin ve insanın hak ettiği onurlu bir yaşamı birlikte kuracağız. Mesele sadece rakam değil; mesele, insan onuruyla yaşamak için verdiğimiz bir mücadeledir.

 

Elimizde kalan son umudu değil, geleceğe dair tüm umutlarımızı çoğaltma zamanı. Şimdi yan yana gelme zamanı!


İSTANBUL
EURO
43.2143
DOLAR
38.0032
ARŞİV