Mehmet Murat YILDIRIM
2025 yılı için belirlenen asgari ücret 22 bin 104 lira oldu. Ancak Türk-İş’in Kasım ayında açıkladığı açlık sınırı 20 bin 562 lira, yoksulluk sınırı ise 66 bin 796 lirayken, bu rakamın dahi temel ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalacağı açıkça ortada. Sosyal Adalet Hareketi (SAHİ) tarafından yapılan açıklamada, bu kararın işçilerin geçim mücadelesini görmezden geldiği vurgulandı.
“Asgari Ücret Kararları İşçi Lehine Alınamıyor”
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 5 işçi, 5 işveren ve 5 hükümet temsilcisinden oluşuyor. Ancak hükümet ve işveren temsilcilerinin ortak hareket ettiği bu yapıda işçi temsilcilerinin oyları kararları etkilemeye yetmiyor. Sendikaların talebi olan asgari ücretin en az 29 bin 583 lira seviyesine çekilmesi dahi kabul edilmedi.
SAHİ’ye göre, bu süreç anti-demokratik bir zeminde ilerliyor ve işçinin haklarını savunan bir yapıdan uzak. Sendikal örgütlenmenin ve ortak mücadele platformlarının eksikliğinin bu sonuçlarda önemli rol oynadığı belirtiliyor.
“Zam Yetersiz, Enflasyon Karşısında İşçi Eziliyor”
2024 yılında yüzde 49 oranında artırılan asgari ücret, 2025 yılında yüzde 30’luk bir zam ile 22 bin 104 liraya yükseltildi. Ancak bu artış, enflasyon karşısında erimeye mahkûm bir seviyede. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asgari ücreti savunarak “İşçiyi enflasyona ezdirmiyoruz” şeklindeki açıklamalarına rağmen, birçok aile hâlâ açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.
Emekliler açısından da tablo farklı değil. Hâlihazırda en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lirayken, yüzde 30 zam uygulandığında bu rakam 16 bin 250 liraya yükselecek. Bu durum, emeklilerin de açlık sınırının altında yaşamaya devam edeceğini gösteriyor.
SAHİ'den Mücadele Çağrısı
SAHY, açıklamasında işçi sınıfının birlik içinde hareket etmesi gerektiğini vurguladı:
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Şimdi dayanışma ve güç birliği zamanıdır.
Sosyal Adalet Hareketi, emekçilerin alın teriyle yaşam mücadelesi verdiği bu koşullarda her platformda onların yanında olacağını yineledi. Sendikal örgütlerin dağınık tavrını terk ederek, ortak bir mücadele hattında birleşmesi gerektiğine dikkat çekti.