Eren ATEŞ
Perihan Koca’nın Çıkışı: Duruş ve Sesleniş
Perihan Koca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ve sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla, bu çetelerin gerçek yüzünü ortaya koymuş ve insanlık adına bir duruş sergilemiştir. Koca, Suriye’deki Alevi katliamlarına karşı sesini yükseltmiş, bu mezhepçi ve katliamcı grupların sadece Suriye halkını değil, tüm bölgeyi ve insanlık değerlerini tehdit ettiğini vurgulamıştır. Koca’nın paylaştığı yazıda, bu grupların inanç merkezlerini yakmalarını, sokak ortasında infazlar yapmalarını ve halka işkence etmelerini kınamış, uluslararası toplumun bu suçlara karşı daha güçlü bir şekilde tavır alması gerektiğini belirtmiştir.
Koca’nın bu açıklamaları, sadece bir politikacının görüşünden çok daha fazlasıdır. Bu, bir vicdanın, bir insanın adalet ve insan hakları adına yaptığı güçlü bir çağrıdır. Koca, sadece Arap Alevi halkının değil, tüm mazlumların ve mağdurların yanındadır. Onun duruşu, "insanlık onuru" adına bir mücadeleye dönüşmüştür. Suriye’deki katliamlar, bir halkın yok edilmesi değil, aynı zamanda tüm insanlığın vicdanının sorgulanmasıdır. Perihan Koca, bu noktada sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda da adaletin ve insan haklarının savunucusudur.
Mezhepçi Nefretin Yarattığı Tehdit
Suriye’deki cihatçı çeteler, mezhepçi nefretin ve katliamın peşinden gitmektedir. Bu grupların sadece Arap Alevi halkını hedef almakla kalmadığı, aynı zamanda farklı dini inançlara sahip insanlara karşı da şiddet uyguladıkları bilinmektedir. Bu çeteler, emperyalist güçler ve körfez ülkeleri tarafından desteklenmekte, aynı zamanda Türkiye’nin de içinde bulunduğu, AKP ve MHP öncülüğündeki alt emperyalizmin, bölgesel güçler tarafından bir şekilde beslenmesidir. Perihan Koca, bu çetelerin cesaretlerini, dış güçlerden aldıkları destekle kazandıklarını ifade etmiştir. Bu durum, sadece Suriye’yi değil, tüm Orta Doğu’yu tehdit eden bir tehlike hâlini almıştır.
Çetelerin faaliyetleri, yalnızca Suriye’nin geleceğini değil, bölgedeki tüm halkların güvenliğini tehdit etmektedir. Mezhepçi nefretle hareket eden bu gruplar, toplumların bir arada yaşama kültürünü yok etmekte, farklılıkları birer nefret sebebine dönüştürmektedir. Perihan Koca’nın bu soruna dikkat çekmesi, sadece bir halkın değil, tüm Orta Doğu’nun barış içinde bir arada yaşayabilmesi için atılacak adımların önemini vurgulamaktadır.
Uluslararası Toplumun Sorumluluğu ve Türkiye’nin Rolü
Perihan Koca, Arap Alevi katliamlarının durdurulması çağrısında bulunarak, Suriye halklarının kendi geleceğini belirlemesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu çağrı, sadece Suriye halkı için değil, tüm bölge halkları için de geçerlidir. Suriye’nin geleceği, dış müdahalelerle değil, oradaki halkların özgür iradesiyle belirlenmelidir fakat bu iradenin oluşabilmesi için, bölgesel güçlerin ve uluslararası toplumun sorumluluk alması gerekmektedir.
Geçmişten örnek vermek gerekirse, tam kırk altı yıl önce, Maraş’ta yaşanan katliamlarda olduğu gibi mezhepçi devlet politikaları devrededir. Türkiye’nin, bu katliamlara karşı daha güçlü bir tutum sergilemesi, sadece insani bir sorumluluk değil, aynı zamanda bölgesel barışın sağlanması için de kritik bir adımdır. Türkiye’nin, Suriye’deki cihatçı gruplara verdiği desteği gözden geçirmesi, bölgedeki mezhepçi çatışmaların daha da derinleşmesini engellemek için önemli bir fırsat yaratacaktır. Perihan Koca, Türkiye’nin, bu sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Suriye’deki Arap Alevi katliamlarına sessiz kalmak, sadece Arap Alevi halkını değil, tüm Orta Doğu halklarını daha büyük bir tehlikeye sokmaktadır.
Adaletin ve Barışın Yanında Durmak
Perihan Koca’nın açıklamaları, Suriye’deki Alevi katliamlarının sadece bir bölgesel kriz değil, tüm insanlığın ortak sorunu olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Koca, bu katliamlara karşı durarak, adaletin, insan haklarının ve barışın savunucusu olmuştur. Onun duruşu, sadece bir siyasetçi olarak değil, insanlık adına bir vicdan olarak kabul edilmelidir. Suriye halklarının geleceği, sadece kendi iradeleriyle şekillenecekse, bu sürecin önünde duran tüm engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Uluslararası toplumun ve bölgesel güçlerin, mezhepçi nefretten beslenen bu katliamlara karşı daha güçlü bir şekilde tavır alması, bölgedeki barış sürecinin önünü açacaktır. Perihan Koca’nın çağrısı, bir halkın değil, tüm insanlığın çağrısıdır: Suriye’nin geleceği, halklarının ellerindedir ve bu halkların adalet ve eşitlik içinde bir arada yaşamaları, ancak dış müdahalelerin son bulmasıyla mümkün olacaktır.
Perihan Koca, X (Eski adıyla Twitter) hesabında (@PerihanKoca) şu yazıyı yazarak isyanda bulunup ses olmaya başladı:
“Yeni bir Kerbela yaşanmadan “Dur!” de!
Suriye’de Alevi katliamı yapılıyor!”
Suriye halkının yaşadığı dramı ve özellikle Arap Alevi topluluğunun uğradığı zulmü duyduğumda, sadece bir gözlemci olarak kalmak istemedim. Bu yüzden, Perihan Koca'nın, Suriye'deki Arap Alevi katliamlarına karşı gösterdiği duruş beni derinden etkiledi.
Bu tür insan haklarını ihlal eden zulümlere sessiz kalmak, hem insanlık için hem de adalet adına kabul edilemez.
Perihan Koca’nın çağrısı, bir insan olarak hepimizin sorumluluğudur.
Adaletin, insan haklarının ve vicdanın savunucusu olan, zulme karşı nefes aldığımız bu topraklarda korkmadan, dimdik durarak insanlık onurunu yücelten herkese…