ÜLKE

Tümü

Gülsüm Kav ve Sinem Nazlı Demir: Feminist Mücadelenin Güçlü Yüzleri

(4 Ay, 10 Gün önce)
Feminist hareket, Türkiye’de tarihsel olarak çok uzun bir geçmişe sahip olmasa da, özellikle 1980’lerden sonra toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda önemli bir ivme kazanmıştır. Kadınların oy hakkı, eğitim hakkı ve çalışma hayatındaki eşitlik talepleriyle başlayan bu mücadele, zamanla şiddet, ayrımcılık, cinsiyet temelli eşitsizlikler ve kadın cinayetleri gibi daha derin ve karmaşık toplumsal sorunlara odaklanmıştır. Türkiye'deki feminist hareket, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda önemli kazanımlar elde etmişken, aynı zamanda güçlü bir karşıtlıkla da yüzleşmiştir.

Eren ATEŞ

 

Türkiye’de feminist hareket, ciddi bir karşıtlıkla karşı karşıya kalmıştır. Toplumda, kadınların özgürlüğüne ve eşit haklara sahip olmalarına yönelik hâlâ ciddi bir direnç bulunmaktadır. Bunun yanında, kadınların şiddet karşısında korunmasız kalmaları, toplumsal normlar ve geleneksel aile yapılarından kaynaklanan baskılar, kadınların seslerini duyurmasını zorlaştırmaktadır. Gülsüm Kav ve diğer feminist aktivistler, bu engelleri aşmak için toplumsal farkındalık yaratmaya, politika üretmeye ve kadınları güçlendiren projeler geliştirmeye devam etmektedirler.

 

Gülsüm Kav, 1971 doğumlu bir Türk feminist, aktivist, yazar ve doktordur. Türkiye'nin en önemli kadın hakları savunucularından biri olarak, özellikle kadın cinayetlerine karşı verdiği mücadeleyle tanınmaktadır. Benim için, feminist mücadeleye yön veren bir isim, öncü bir insandır.

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun kurucularından biri olan Gülsüm Kav, bu platformun bugün hâlâ genel temsilcisi olarak kadınların yaşam hakkı için, şiddet ve ayrımcılığa karşı güçlü bir duruş sergilemektedir. Gülsüm Kav, sadece teorik değil, pratikte de kadın haklarını savunarak toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı yıllardır güçlü bir ses olmakla beraber, lgbti+ haklarını da dile getiren bu ülkenin nadide insanlarından biri olmakla beraber, alanlarda aktif bir rol almaktadır.

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2010 yılında kurulduğundan beri, Türkiye’deki kadın cinayetlerine karşı sesini yükselterek, bu cinayetlere yönelik toplumsal farkındalık yaratmaya ve hukuki düzenlemelerle mücadele etmeye devam etmektedir. Platform, her yıl kadın cinayetlerinin verilerini toplar, kadınların öldürülmesinin arkasındaki toplumsal sebeplerin altını çizer ve gerekli yasal değişiklikler için kampanyalar yürütür.

 

Kadınların öldürülmesi sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda toplumun vicdanına yönelik bir saldırıdır. İşte, Gülsüm Kav, bu anlayışla hareket ederek, haklar için mücadele etmektedir.

 

Gülsüm Kav, feminist hareketin Türkiye’deki güçlü isimlerinden biri olmasının yanı sıra, toplumsal değişim için bir simge hâline gelmiştir. Kadınların özgürlüğü, eşitliği ve güvenliği için verdiği mücadelesi, sadece kadın haklarıyla sınırlı kalmamış, toplumun geneline hitap eden bir değişim çağrısına dönüşmüştür.

 

Gülsüm Kav’ın Feminist Mücadeledeki Konumu

 

Gülsüm Kav, feminist hareketin Türkiye’deki en önemli figürlerinden biridir. Yıllarca kadınların eşitlik mücadelesinin savunucusu olmuş, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmak için çeşitli platformlarda aktif olarak yer almıştır. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Gülsüm Kav’ın önderliğinde, sadece bir sivil toplum hareketi olmanın ötesinde, aynı zamanda bir dayanışma ağı hâline gelmiştir.

 

Gülsüm Kav, kadınların toplumsal yaşamın her alanında eşit haklara sahip olmasının, sadece bir hak değil, bir zorunluluk olduğunu savunur.

 

Gülsüm Kav’ın feminist duruşu, sadece kadın cinayetleriyle sınırlı değildir; kadınların ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi haklarının savunulması gerektiğini her fırsatta dile getirir. Kadınların eşit haklar için verdiği mücadelede Gülsüm Kav, hem bir aktivist hem de bir eğitimci olarak önemli bir rol oynamaktadır. Onun liderliğindeki platform, Türkiye'deki kadın hareketine yön vermekte ve kadınların toplumsal hayatta daha fazla söz sahibi olmalarını sağlamaktadır.

 

Gülsüm Kav, kadın cinayetlerinin ardındaki toplumsal ve kültürel yapıyı çok iyi anlamış bir isimdir. Kadın cinayetlerinin yalnızca bireysel bir suç olarak görülmesinin ötesine geçilmesi gerektiğini vurgular. Cinayetlerin, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden beslenen bir şiddet biçimi olduğunu ve bu şiddetle mücadele için hukuki düzenlemelerin şart olduğunu savunur. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, bu bağlamda kadın cinayetlerinin önlenmesi için pek çok hukuki reform önerisi sunmuş ve çeşitli yasal düzenlemelerin yapılması için kamuoyu yaratmıştır.

 

Aynı zamanda, Gülsüm Kav’ın yıllardır dillendirdiği en önemli taleplerden biri, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması ve kadınların şiddet karşısında korunması için gerekli önlemlerin alınmasıdır. Gülsüm Kav, kadınların, lgbti+ bireylerin şiddete karşı korunması için devletin sorumluluğunun altını çizer.

“Kadın cinayetleri birer rastlantı değildir, bu cinayetlerin arkasında toplumsal bir sistem vardır ve bu sistem değişmedikçe kadınlar güvende olmayacaktır.” diyerek, toplumsal dönüşümün gerekliliğine dikkat çeker.

 

Gülsüm Kav: Bir Kadın Hakları Savunucusunun Portresi

 

Gülsüm Kav, sadece bir aktivist değil, aynı zamanda bir eğitimci ve yazardır. Kadın hakları konusunda yazdığı makaleler, kitaplar ve konuşmalar, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini daha geniş kitlelere ulaştırmak için önemli bir araç olmuştur. Gülsüm Kav’ın feminist bir bakış açısıyla kaleme aldığı yazılar, her zaman toplumsal cinsiyet eşitliği için bir çağrı niteliği taşır. Onun kalemi, kadınların haklarını savunmak için bir silah, sesini duyurmak için bir araçtır.

 

Gülsüm Kav, aynı zamanda bir doktor olup, kadın sağlığı konusunda da önemli çalışmalar yapmıştır. Kadınların sağlık hakları, özellikle şiddet mağduru kadınların sağlık hizmetlerine erişimi, Gülsüm Kav’ın mücadelesinin önemli bir parçasıdır. Kadınların fiziksel ve psikolojik sağlığının korunmasının, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olduğunu her zaman vurgulamıştır.

 

Gülsüm Kav, kadınların toplumsal hayatta sadece birer “mağdur” değil, aynı zamanda güçlü birer “birey” olduklarını her fırsatta dile getiriyor.

 

Kadınların Gücüyle Değişen Dünya: Sinem Nazlı Demir

 

Gazeteci, yazar ve Farkına Var Derneği kurucusu olan Sinem Nazlı Demir ile tanışmama vesile olan Gülsüm Kav, kadın hakları mücadelesinde örnek alınacak bir lider olarak bana ilham vermeye her geçen gün devam ediyor. Gülsüm Kav’ın, kadın cinayetlerini durdurmak ve toplumsal cinsiyet eşitliği için verdiği mücadele, Sinem Nazlı Demir gibi güçlü ve kararlı kadınlarla buluşarak daha da güçleniyor. Sinem Nazlı Demir’in önderliğinde kurulan Farkına Var Derneği, çocuk, kadın ve hayvan hakları alanlarında farkındalık yaratmak için yaptığı çalışmalarla toplumu dönüştüren önemli bir adım atıyor.

 

Kadın hakları, insan haklarıdır ve bu mücadelenin sadece kadınları değil, tüm toplumu daha adil bir yer hâline getireceği bilinciyle hareket eden Sinem Nazlı Demir, her geçen gün bu davanın gücüne güç katıyor. Gülsüm Kav’ın öncülüğünde başlayan bu yolculuk, Sinem Nazlı Demir’in de tutumu ve  enerjisiyle daha da büyüyor; Türkiye’nin dört bir yanındaki bireyler için umut ışığı olmaya devam ediyor.

 

 

2024’ü Kadın Hakları Odaklı Bir Bakış Açısıyla Kapatmak

 

“2024’ü kadın hakları odaklı bir bakış açısıyla kapatalım.” diyor Sinem Nazlı Demir. Bu çağrı, sadece bir yılın sonlanmasıyla ilgili değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm için verilen önemli bir mesajdır. Kadın hakları, sadece bir grup insanın mücadelesi değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Her bireyin özgürlüğü, eşitliği ve güvenliği, sadece kadınların değil, tüm insanların hakkıdır.

 

Bu bakış açısı, yalnızca kadınların yaşam kalitesini artırmakla kalmaz, toplumsal adaletin temellerini de güçlendirir. Çünkü, kadın hakları, insan haklarıdır.

 

2025’i, sadece kadınların yaşamını iyileştirmek değil, aynı zamanda toplumsal eşitlik için atılacak adımların hızlandığı bir yıl yapmak, bizlere daha özgür ve eşit bir geleceğin kapılarını açacaktır. Sinem Nazlı Demir’in çağrısı, hepimizin bu mücadeleye daha fazla odaklanması gerektiğinin bir hatırlatıcısıdır. Birlikte daha eşit bir dünya kurmak için, her adımda, kadın haklarını odağımıza alarak ilerlemeliyiz.

 

Bu iki güçlü kadınla tanışmam, bana yalnızca kadın hakları mücadelesinin gücünü değil, aynı zamanda birbirimize her anlamda destek olarak neler başarabileceğimizi de gösteriyor.

 

Hep birlikte, daha eşit, adil ve özgür bir toplum için mücadele etmek, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yaşasın feminist mücadelemiz!

 

Bu yıl, mücadelemizi büyütmek, sesimizi daha da gür çıkarmak, haklarımızı özgürce, korkmadan savunmak ve daha eşit, adil bir dünya yaratmak için bir adım daha atmamızın yılı olmalı. 2025, eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin yılı olsun! Hep birlikte, güçlü bir şekilde, daha iyi bir dünya için mücadele edelim!

 

#KadınHakları #ÇocukHakları #LGBTIHakları #HayvanHakları #EşitlikİçinMücadele #Adalet #Özgürlük #FeministMücadele


İSTANBUL
EURO
41.4822
DOLAR
37.9300
ARŞİV