YAZARLAR

Tümü

Metin Göktepe: Gazeteciliğin Onurlu Sesi

(1 Ay, 4 Gün önce)
Bir toplumun gerçeği öğrenme hakkı için hayatını adayan bir isim: Metin Göktepe. Onun adı sadece bir gazeteci olarak değil, adaletin, özgürlüklerin ve insan haklarının mücadelesi için sembol haline geldi. 8 Ocak 1996'da gözaltında işkenceyle öldürülmesi, tüm gazeteciler ve adalet arayışı için bir dönüm noktalarından biri oldu.

İrem KABATAŞ

 

Metin Göktepe, 10 Nisan 1968'de Sivas'ın Gürün ilçesine bağlı Çipil köyünde dünyaya geldi. Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan sekiz çocuklu bir ailenin yedinci çocuğuydu. Yıllar sonra ailesiyle birlikte İstanbul'a göç etti. Esenler'de tamamladığı ortaöğreniminin ardından 1989'da İstanbul Üniversitesi Maliye Bölümü'ne kaydoldu.

 

Metin, eğitimi boyunca sosyal bilinç geliştiren bir genç olarak hem öğrenci hareketlerinin hem de emek mücadelesinin parçası oldu. Yaşamının her anında halkın sorunlarına dokunan ve sesi kısılan kesimlerin sesi olma bilinciyle hareket etti. Onun gazeteciliğe olan ilgisi, bu toplumsal bilinçten besleniyordu.

 

Bir Muhabirin Doğuşu

 

Metin Göktepe, 1992 yılında "Gerçek" dergisinde gazeteciliğe adım attı. 1995'te Evrensel Gazetesi'ne katılarak habercilik kariyerini bir adım daha ileriye taşıdı. Evrensel'de işçilerin, köylülerin, öğrencilerin ve emekçilerin sesi oldu. Gazeteciliğe olan tutkusu ve cesareti, onun sürekli gerçeğin peşinden gitmesine yol açtı.

 

O Kara Gün

 

8 Ocak 1996, Metin Göktepe'nin gazetecilik yolculuğunun sonlandığı gün oldu. Ümraniye Cezaevi'nde öldürülen tutukluların cenazesini takip etmek için Alibeyköy'e gitti. Polisler tarafından "sınırı aşanı" iddiasıyla durduruldu. "Mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar" diyerek haberi takipte ısrar edince gözaltına alındı. Eyüp Kapalı Spor Salonu'nda işkenceye maruz kaldı ve hayatını kaybetti.

 

Adalet Arayışı

 

Metin'in ölümü sonrası devlet yetkilileri çelişkili açıklamalarla olayı kapatmaya çalıştı. "Duvardan düştü" diyerek olayın gerçek yüzünü örtmek istediler. Ancak Metin'in ailesi, gazeteci arkadaşları ve kamuoyu baskısı gerçeğin ortaya çıkmasını sağladı. Dava süreci boyunca polisler yargılandı ve ceza aldı. Ancak "Rahşan Affı" nedeniyle cezalı polisler sadece 1 yıl 8 ay hapis yattı. Bu adalet arayışı, tüm engellere rağmen gazetecilik dayanışmasını daha da güçlendirdi.

 

Bugün Gazetecilik: Daha Zorlu Bir Mücadele

 

Metin Göktepe'nin kaybından sonra gazetecilik mesleği daha karmaşık baskılarla karşı karşıya kaldı. Gazeteciler artık sadece haber yaparken değil, gerçekleri dile getirdikleri için tutuklanıyor, şiddete maruz kalıyor ve susturulmaya çalışılıyor. Sansür, erişim engelleri ve hukuki baskılarla özgür basın alanı daraltılmaya devam ediyor.

 

Metin Göktepe'nin temsil ettiği hak odaklı habercilik anlayışı, bugün gazetecilerin gerçeğe ulaşma mücadelesinde bir ışık olmaya devam ediyor. Her baskıya, her engellemeye rağmen, Metin'in mirası olan gerçeğin peşinden gitme cesareti, yeni kuşak gazeteciler için bir bayrak gibi taşınıyor.

 

Bir Gazetecinin Mirası

 

Metin Göktepe, özgürlüklerin sesi olarak yaşamını feda etti. Onun öyküsü, yalnızca gazetecilerin değil, adalet arayışındaki herkesin ortak hafızasına kazındı. Bugün, basın özgürlüğü için verilen her mücadelede Metin Göktepe'nin sesi yankılanıyor.

Onu sevgi, saygı ve şükranla anıyoruz. Metin Göktepe, gazeteciliğin sönmeyen meşalesi olarak hepimize ilham vermeye devam edecek.


İSTANBUL
EURO
39.7179
DOLAR
36.5387
ARŞİV