YAZARLAR

Tümü

Çalışan Gazeteciler Günü: “Sürgündeyiz, Hapisteyiz, Ölüyoruz… Çalışamıyoruz!”

(1 Ay, 3 Gün önce)

Mehmet Murat YILDIRIM

 

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü, 1961 yılında gazetecilerin önemli kazanımlar elde ettiği bir dayanışmanın eseri olarak kutluyoruz. Ancak Türkiye'de gazetecilerin içinde bulunduğu durum, bu özel günü kutlamaktan çok, düşünmemiz gereken bir tablo sunuyor. 62 yıl önce gazetecilerin verdiği mücadelenin zaferi olarak doğan bu gün, bugün maalesef özgürce gazetecilik yapmanın neredeyse imkânsız olduğu bir gerçeği gözler önüne seriyor. Şu soruyu sormadan edemiyorum; Türkiye'de kaç gazeteci kendi hür fikrini özgürce yazabiliyor?

 

Yaklaşık 16 yıldır devam ettiğim gazetecilik hayatım boyunca özgür bir şekilde mesleğimi icra etmek için birçok şehirde mücadele ettim. Mesleğe Kütahya’da üniversite okurken öğrenci gazetelerinde yazılar yazarak başladım. Ancak hem polis takibi hem de faşist grupların baskısı yüzünden orada fazla kalamadım. Memleketim Batman’da “Batman Sokak” isimli gazeteyi kurdum, ancak kısa süre içinde AKP’ye yakın grupların ve Hizbullah sempatizanlarının hedefi haline geldim. Gazetemin dağıtımını engellemek için baskılarını çöpe atanlar, kampanyalarımı baltalayan bürokratlar, polisin saldırıları ve maddi zorluklar arasında dayanamadım. Bir 10 Ocak sabahı, gazetemi kapatıp Batman’ı terk etmek zorunda kaldım.

 

Daha sonra ülkenin farklı bölgelerinde gazetecilik yapmaya çalıştım. Kuşadası’nda “Ada Sokak” isimli gazetemi çıkardım ama yine benzer senaryolarla karşılaştım. Baskılar, ev baskınları, gözaltılar ve ekonomik engeller gazetemi kapatmama neden oldu. Çalışmaya devam etmek için Kuşadası Belediyesi’nde basın muhabiri olarak görev aldım. Ancak burada da özgür bir şekilde gazetecilik yapmanın mümkün olmadığını gördüm. Nihayetinde, hakkında soruşturmalar açılmış muhalif bir gazeteci olarak, 2023 yılının ortalarında Türkiye'yi terk ederek İsviçre’ye sığınma talebinde bulundum. Bugün ülkemden uzak olmanın acısını derinden hissediyorum, ancak bu kararı almak zorunda kaldım. Sebep şuydu aslında; Türkiye’de bağımsız gazetecilik artık bir hayalden ibaret!

 

2024: Gazetecilere Baskılar Artarak Devam Etti  

 

Türkiye’de gazeteciler üzerindeki baskılar, özellikle son yıllarda dayanılmaz bir hal aldı. 2024 yılı verilerine göre:  

- 60’tan fazla gazeteci yıl boyunca mahkeme karşısına çıktı.  

- 40 gazeteci tutuklandı.  

- 120 gazeteci toplumsal olayları takip ederken şiddet gördü veya engellendi.  

- 25 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı.  

- Onlarca gazeteci, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alındı.  

 

Bunun yanı sıra, “sansür yasası” olarak bilinen düzenlemeler nedeniyle haber alma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü daha da kısıtlandı. Muhalif medya kuruluşları kapatıldı, gazeteciler ekonomik ve hukuki yollarla susturuldu.

 

Katledilen Gazeteciler: Cihan Bilgin ve Nazım Daştan

 

2024’ün sın günlerinde ise Suriye’nin kuzeyine Türkiye tarafından düzenlenen saldırılarda gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan hayatını kaybetti. Her ikisi de sahada çalışan onurlu gazetecilerdi. Bugün de gazeteciler sadece yazdıkları veya söyledikleri için değil, görevlerinin başındayken öldürülüyor. Bu acı kayıplar, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik baskının sınır tanımaz bir şiddetle birleştiğini gözler önüne seriyor.

 

Metin Göktepe’den Hrant Dink’e, Musa Anter’den Uğur Mumcu’ya, bu ülke gazetecilik yaptığı için hayatını kaybeden, tutuklanan, sürgün edilen gazetecilerle dolu. Türkiye’de gazetecilik her zaman zordu ama son yıllarda bu mesleği yapmak imkânsız hale geldi.

 

Son olarak şunları söylemek istiyorum; 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamak bir yana, biz gazeteciler özgürce çalışmayı hayal bile edemez hale geldik. Türkiye'de gazeteciliğin geleceği için hep birlikte şu çağrıyı yapmak gerekiyor; "Özgür bir şekilde çalışmak istiyoruz!"


İSTANBUL
EURO
39.6843
DOLAR
36.5350
ARŞİV