Eren ATEŞ
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Erkek Egemen Kültür
Kadın hentbol takımının yaşadığı bu saldırı, sadece sportif bir rekabetin ötesinde, toplumsal cinsiyet rollerinin dayattığı erkek egemen kültürün bir yansıması olarak görülüyor. Kadınların spor alanındaki varlıkları, bazı kesimler tarafından tehdit olarak algılanıyor ve bu durum, fiziksel şiddetten psikolojik baskıya kadar farklı şekillerde ortaya çıkıyor.
Türkiye’deki Şiddet Kültürü Sporu da Etkiliyor
Sporda şiddet, yalnızca saha içinde değil, saha dışında da kendini gösteriyor. Türkiye’deki kadın cinayetleri ve şiddet olayları, genel anlamda bir “şiddet kültürünün” varlığını işaret ediyor. Bu saldırı, yalnızca kadınların spor yapma hakkına değil, aynı zamanda temel insan haklarına da yönelik bir ihlaldir.
Federasyon ve Devlete Çağrı: Şiddetle Mücadelede Somut Adımlar Gerek
Bu tür saldırılar karşısında spor federasyonlarının ve devletin daha etkin önlemler alması gerektiği bir kez daha gündeme geldi. Federasyonların şiddet olaylarına karşı yaptığı açıklamalar genellikle geçici ve yetersiz kalıyor. Kadın sporcuların güvenliği ve hakları için daha kapsamlı yasal düzenlemeler, eğitim programları ve toplumsal farkındalık çalışmaları yapılması gerektiği vurgulanıyor.
Birlik ve Dayanışma Mesajı
Sporun birleştirici ruhu, hiçbir saldırıyla gölgelenemez. “Güneşin Çocukları” Kadın Hentbol Takımı’na ve Bayram Kaplanoğlu hocaya geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, yanlarında olduğumuzu ifade ediyoruz. Kadınların spor yapma hakkını savunmak, yalnızca spor camiasının değil, tüm toplumun sorumluluğudur.
Toplum olarak şiddeti reddetmeli, kadınların sporun her alanında özgürce var olabilmesi için hep birlikte mücadele etmeliyiz.