Mehmet Murat YILDIRIM
DEM Parti Batman Milletvekili Zeynep Oduncu, gazetemizin Haber Müdürü Mehmet Murat Yıldırım’ın sorularını yanıtladı. Çözüm sürecinin Türkiye’nin tarihsel yol ayrımında büyük bir fırsat olduğunu vurgulayan Oduncu, barışın ertelenemeyecek bir ihtiyaç olduğunu ifade etti. Çözüm arayışının, toplumun her kesiminin ortak çabasıyla başarıya ulaşabileceğinin altını çizen Oduncu, sürecin en önemli aktörlerinden biri olan Abdullah Öcalan’ın iradesine dikkat çekti.
“Sayın Öcalan’ın inisiyatif alarak başlattığı bu süreç, barış adına son derece değerli ve belirleyicidir”
Oduncu çözüm sürecinin önemini şöyle açıkladı: "Sayın Öcalan’ın inisiyatif alarak başlattığı bu süreç, barış adına son derece değerli ve belirleyicidir. Çözüm arayışında ortaya konan bu iradenin yanında durmak, barışın onurlu ve kalıcı bir şekilde sağlanabilmesi adına hepimizin ortak sorumluluğudur. Nerede durduğumuz ya da hangi görüşten olduğumuz önemli değil, barışa dair taşıdığımız sorumluluk, sınırları ve ayrılıkları aşan bir insanlık görevidir."
“Barış sadece bir siyasi uzlaşma meselesi değil; eşitlik ve özgürlükler meselesidir”
Oduncu, barışın yalnızca siyasi bir mesele olmadığını, toplumsal eşitlik, özgürlükler ve emek mücadelesinin de bu sürecin ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getirerek kadınların bu süreçteki rolünü ise şu sözlerle özetledi: "Kadınlar olarak, Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için gereken özveriyi göstermekte kararlıyız. Çünkü biliyoruz ki barış sadece bir siyasi uzlaşma meselesi değil; aynı zamanda toplumsal eşitlik, emek mücadelesi ve özgürlükler meselesidir."
“Kayyım politikaları, barışa darbedir”
Oduncu, çözüm sürecinin konuşulduğu bir dönemde kayyım politikalarının devam etmesini "barışa darbe" olarak nitelendirdi. Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyım atanmasını, halkın iradesine yönelik bir gasp olduğunu belirten Oduncu, "Bir yanda diyalog ve barış vurguları yapılırken, diğer yanda seçilmiş belediye eş başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanması, halkın iradesine bir darbe olmuştur. Bu durum, barışa dair umutları baltalayan bir iktidar stratejisinin en somut göstergelerindendir." dedi.
“Mücadelemiz sürecek”
Halkın bu politikalara tepkisinin 31 Mart seçimlerinde net bir şekilde görüldüğünü ifade eden Oduncu, kayyım uygulamalarının sadece geçici bir baskı aracı olduğunu ve halkın demokratik mücadeleden vazgeçmeyeceğini vurgulayarak "Halkın iradesi, bu baskıcı ve antidemokratik uygulamaları aşacak kadar güçlüdür. Barış, adalet ve demokrasiye olan inancımızla mücadelemiz sürecektir." ifadelerini kullandı.
“Rojava operasyonları barış söylemleriyle çelişiyor”
Oduncu, devletin bir yandan Kürt meselesine çözüm arayışında olduğunu ifade ederken, diğer yandan Rojava’ya yönelik operasyonlar düzenlemesinin, bölgedeki barış ve istikrarı temelden sarstığını söyledi. Halkların güven inşası için tehdit değil, diyalog politikalarının esas alınması gerektiğinin altını çizen Oduncu, "Rojava’da sivil halkların, hayati altyapıları, örneğin barajları korumak için canlarını tehlikeye atarak canlı kalkan olmaya çalışması, bölgedeki insani krizin geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Barışı sağlamanın yolu; halkları tehdit eden operasyonlar değil; Kürtler, Araplar, Aleviler ve diğer tüm halkların eşit haklarla, kimliklerini özgürce yaşayabilecekleri kapsayıcı bir demokratik çözümden geçer." diye konuştu.
“Tehdit ve şiddetten vazgeçilmeli”
Oduncu, iktidarın barış söylemlerinde bir samimiyetsizlik olduğunu ifade ederek tehdit ve şiddeti merkeze alan politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Gerçek barış, halkların eşit bir zeminde bir araya geldiği ve ortak bir gelecek inşa etmeye başladığı noktada mümkündür."
Batman'ın kronikleşen sorunları: İşsizlik ve çevresel tahribat
Batman’ın en temel sorunları arasında işsizlik, ekonomik sıkıntılar ve çevresel tahribat olduğuna dikkat çeken Oduncu, genç nüfusun işsizlik nedeniyle kenti terk etmek zorunda kaldığını ifade etti. Oduncu, Batman’ın kronikleşmiş sorunlarını şöyle anlattı: "Batman bu alanda başı çekiyor. İş bulma umudunu yitiren gençler kenti terk ediyor; geride kalanlar ise ekonomik çaresizlikle boğuşuyor. Bu durum yalnızca bireylerin değil, tüm kentin geleceğini tehdit ediyor."
“Hasankeyf’in yok edilmesi, kültürel soykırımdır”
Oduncu, çevresel tehditlere karşı da uyarılarda bulunarak, Batman Çayı’na Organize Sanayi Bölgesi kurulmasının sadece ekolojik değil, aynı zamanda halk sağlığına zarar vereceğini vurguladı. Hasankeyf gibi tarihi mirasların yok edilmesini bir kültürel soykırım olarak nitelendiren Oduncu, merkezi yönetimin tarım ve hayvancılık politikalarına yatırım yapmaktan kaçınmasını da eleştirdi.
Oduncu, Batman’ın gelişmesi ve sorunların çözümü için çevre dostu projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, "Batman Çayı ve diğer doğal kaynaklar korunarak çevre dostu projeler hayata geçirilmelidir. Tarım ve hayvancılık desteklenerek hem ekonomik hem de sosyal kırılganlık azaltılabilir." dedi.
“Çözüm önerileri geliştirmeye kararlıyız”
DEM Parti olarak Kürt halkının hak ve özgürlük taleplerini Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak gördüklerini dile getiren Oduncu, TBMM’de bu konuda kararlı bir çalışma yürüteceklerini ifade ederek şöyle konuştu: "Meclis’teki çalışmalarımızda, onurlu bir barışı sağlama hedefiyle, iktidarın sorumsuz politikalarıyla derinleşen sorunları tespit etmeye ve bu sorunlara karşı çözüm önerileri geliştirmeye kararlıyız."