KÜLTÜR & SANAT

Tümü

Edebiyat, Yalnızlık ve Faşizme Evrilen Türkiye: Cezmi Ersöz ile Bir Söyleşi

(1 Ay, 22 Gün önce)
Türk edebiyatının önemli isimlerinden Cezmi Ersöz ile edebiyat anlayışını, tiyatroya olan ilgisini ve Türkiye'nin siyasi atmosferine dair düşüncelerini konuştuk. Ersöz eserlerinde yıllardır yer verdiği yalnızlık temasını, “modern insanın evrensel meselesi“ olarak ifade etti. Türkiye’deki son siyasal gelişmelere de değinen Ersöz, “Çözüm süreci diye bir şey yok. Demokrasi olmadan barış gelmez” dedi.

Mehmet Murat YILDIRIM

 

“Hayallerini yak evi ısıt”, “Bana Türkçe bir ekmek ver” ve “Şizofren aşka mektup” gibi eserlerle tanıdığımız usta yazar Cezmi Ersöz, gazetemizin Haber Müdürü Mehmet Murat Yıldırım’ın sorularını yanıtladı. 

 

“Edebiyatımda yalnızlık teması hep var”

 

Cezmi Ersöz, son yıllarda Türk edebiyatında dikkat çeken bir isim olarak, eserlerinde genellikle yalnızlık teması etrafında şekillenen karakterler oluşturuyor. Ersöz, eserlerindeki bu yaklaşımı şu şekilde açıkladı, “Yalnızlık, modern insanın evrensel bir meselesi. Ancak bu yalnızlık sadece 21. yüzyıla ait değil. Benim kahramanlarım, hayatı anlamakta zorlanan, yanlışlar yapan, tökezleyen anti-kahramanlardır.”

 

Erken dönemde yazdığı kitaplardan ve karakterlerinden bazılarına da değinen Ersöz, “Kitaplarımdaki bazı karakterler, hayatı ve dünyayı el yordamıyla anlamaya çalışan, bazen hata yapan, bazen de hatalarının bedelini ödeyen insanlar. Bu anti-kahramanları yaratırken, kendimden ve çevremdeki insanlardan ilham alıyorum. Çünkü ben akıl veren bir yazar değilim, dünyayı anlamaya çalışan biriyim” şeklinde ifade etti.

 

“Dostoyevski ve Philip Roth’tan büyük ilham aldım”

 

Ersöz, sadece Türk değil, dünya edebiyatındaki büyük isimlerden de ilham aldığını vurgulayarak, “Dostoyevski, Philip Roth gibi yazarlar benim edebi düşüncemi etkileyen büyük isimlerden. Türk edebiyatından ise Sait Faik, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay ve Hakan Günday gibi isimler bana hep ilham verdi” diye konuştu.

 

Bu etkilendiği isimlerin eserlerinin biçim ve içerik anlamında kendisini şekillendirdiğini belirten Ersöz, “Yazdığım her eserde hem kendimi hem de dünyanın farklı köşelerinde yaşanmış dramaları buluyorum. Bu, bana insan doğasına dair evrensel bir bakış açısı kazandırıyor” dedi.

 

“Tiyatro beni hep çekti”

 

Cezmi Ersöz yalnızca bir edebiyatçı olmadığını, aynı zamanda tiyatro ile de ilgilenmiş bir isim olduğunu ifade etti. Kendisinin kaleme aldığı tiyatro oyunlarından da bahseden Ersöz, “Tiyatro, edebiyatın içinde beni en çok cezbeden alanlardan biri oldu. 'Kendi Kendine Konuşmak' adlı oyunumu Devlet Tiyatrosu dört sezon boyunca sahneledi. Şimdi ise ‘Gönül Eczanesi’ adlı kitabımı yeni bir oyun olarak hazırlıyorum,” diyerek tiyatroya olan ilgisinin derinliğine dikkat çekti.

 

“Türkiye faşizme doğru evriliyor”

 

Ersöz, yazınsal açıklamalarının yanı sıra Türkiye’nin mevcut siyasi atmosferine de eleştiriler getirdi. Ersöz, hükümetin otoriter politikalarını sert bir dille eleştirdi. Ersöz bu kapsamda şunlar söyledi; “Türkiye, otoriter bir yapıdan faşizme doğru evrilen bir siyasetle yönetiliyor. Kayyum atamaları, özellikle Kürt illerinde halkın iradesini yok sayıyor ve toplumda güvensizlik oluşturuyor. Kayyum atamalarının artması, Türkiye'nin politik ortamındaki adaletsizlikleri daha da görünür kılıyor.”

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tartışmalı durumuna da değinen Ersöz, “Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanması, sadece yerel yönetimlerin gücünü zayıflatmakla kalmıyor, aynı zamanda halkın özgür iradesine yönelik ciddi bir müdahale anlamına geliyor. Bu, aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne de bir mesaj gönderiyor. Birçok siyasetçi gibi Ekrem İmamoğlu da hükümetin hedefinde. Bu durumun daha da büyüyeceğini öngörüyorum” diye konuştu.

 

“Beşiktaş Belediyesi’ndeki görevden alınma bir ileri adım”

 

Beşiktaş Belediye Başkanı’nın görevden alınmasına da değinen Cezmi Ersöz, “Bu tür adımlar, yerel yönetimlerin işleyişine zarar veriyor ve demokrasiye olan güveni sarsıyor. Yerel bir başkanın görevden alınması, halk iradesine yapılmış bir darbedir. Sadece Beşiktaş Belediyesi’ne değil, Türkiye’deki tüm belediyelere kayyum atanması, ‘halkın iradesi’ kavramının yok sayılması anlamına gelir” sözlerini kullandı.


“Barış, demokrasiyi gerektiriyor”

 

Ersöz, çözüm sürecine dair de net bir duruş sergileyerek, “Barış ancak demokrasiyle mümkündür. Demokrasinin olmadığı bir yerde barıştan söz etmek gerçekçi olmaz. Bu nedenle önce demokrasiyi tesis etmeleri, ardından barışı ele almaları gerektiğini düşünüyorum” dedi.

 

“Gazetecilere baskılar giderek artıyor”

 

Ersöz, son dönemde gazetecilere yönelik artan baskıları da şiddetle kınayarak şunları söyledi; “Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar giderek arttı. Gazeteciler gözaltına alınıyor, ev baskınları daha sık yaşanıyor, kelepçeli adliyeye götürülmeler her geçen gün daha fazla gündem oluyor. Bu durum, toplumun özgür düşünmesini engellemeye yönelik bir çabadır. Kimse şu anda güvenli hissetmiyor, toplumsal korku büyüyor.”

 


Cezmi Ersöz, yazarlığının sadece bir sanat değil, aynı zamanda derin bir toplumsal sorumluluk taşıdığını vurgulayarak toplumun içinde bulunduğu bu politik atmosferde dahi edebiyatın gücüne olan inancını kaybetmediğini belirtti. Ersöz, son olarak şunları söyledi, “Birçok krize rağmen edebiyat açısından karamsar değilim, ancak siyasal anlamda çok endişeliyim.”


İSTANBUL
EURO
39.6843
DOLAR
36.5350
ARŞİV