Kamuran GÜN
“Gaffar Okkan iyiydi diyenlere!” sözleri, onun güler yüzlü imajının ardında yatan gerçekleri hatırlatıyor. Okkan’ın Diyarbakır’da uyuşturucu ve fuhuş ağlarının yaygınlaşmasına öncülük ettiği, Kürt gençlerini bu tür yıkıcı faaliyetlere teşvik ettiği iddia ediliyor. “Amed’deki fuhuş evleri ilk onun döneminde başladı. Sokaklarda uyuşturucu satma ve kullanma yine onun ürünüydü.”
Bu iddialar, Okkan’ın sadece bir “polis memuru” olmadığını, aynı zamanda devletin Kürt halkını sindirme ve kontrol altına alma politikalarının bir uygulayıcısı olduğunu gösteriyor. Okkan’ın döneminde, Diyarbakır’da yaşanan insan hakları ihlalleri, işkenceler ve hukuksuz gözaltılar, Kürt halkının hafızasında derin izler bıraktı. Ulusal bir haber ajansında yayımlanan bir röportajda, Okkan döneminde birçok kaçırma, hukuksuz gözaltı ve işkencenin yapıldığı belirtilmişti. Bu işkencelerin, doğrudan Okkan’ın talimatıyla gerçekleştirildiği iddiaları, onun “halkın polisi” imajıyla çelişen karanlık bir tablo ortaya koyuyor.
Devlet ve ulusal medya, Okkan’ı bir “kahraman” olarak sunarken, onun Kürt halkına yönelik düşmanca tutumlarını görmezden geldi. Okkan’ın öldürülmesinin ardından bu imaj daha da pekiştirildi. Ancak gerçekte, Okkan’ın politikaları ve uygulamaları, Kürt halkının devlete olan güvensizliğini derinleştiren bir rol oynadı.
“Gaffar Okkan güler yüzlü sinsi bir Kürt düşmanıydı.” Bu ifade, Okkan’ın devlet ve medya tarafından yaratılan imajının ardındaki gerçekleri ortaya koyuyor. Okkan’ın döneminde başlayan uyuşturucu ve fuhuş ağları, Kürt gençlerinin geleceğini karartmak için kullanılan bir silah haline geldi. Bu durum, devletin Kürt meselesine yaklaşımının ne kadar karanlık ve yıkıcı olabileceğini gösteriyor.
Gaffar Okkan’ın mirası, devletin Kürt meselesine yaklaşımının bir simgesi olarak değerlendiriliyor. Medyada yaratılan “Kürt dostu” imajının aksine, Okkan’ın gerçek yüzü, devletin baskıcı politikalarının bir temsilcisi olarak karşımıza çıkıyor. Kürt halkı, Okkan’ın döneminde yaşanan acıları unutmadı ve bu acılar, devlet ile Kürt halkı arasındaki güven duvarını daha da yükseltti.
Gaffar Okkan’ın hikayesi, devlet ve medyanın gerçekleri nasıl çarpıtabileceğinin çarpıcı bir örneği. Kürt halkına yönelik sinsi bir düşmanlık, “dostluk” maskesi altında gizlenmeye çalışıldı. Ancak gerçekler, her zaman gün yüzüne çıkma eğilimindedir. Okkan’ın mirası, devletin Kürt meselesine yaklaşımının karanlık yüzünü hatırlatmaya devam edecek.
Bu yazı, Gaffar Okkan’ın devlet ve medya tarafından nasıl manipüle edildiğini ve gerçekte Kürt halkına yönelik tutumunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Okkan’ın imajı ve gerçekleri arasındaki bu çelişki, devletin Kürt meselesine yaklaşımının sorgulanması gereken bir yönünü gözler önüne seriyor.
“Gaffar Okkan iyiydi” diyenlere sesleniyoruz; Gerçekler, yüzünüzü kızartacak cinsten!