Mehmet Murat YILDIRIM
Ancak o günden bu yana ne değişti? PKK’nin tek taraflı ateşkesi devam ederken, Türk ordusunun operasyonları hız kesmeden sürdü. Xakurkê, Garê, Metîna, Zap… Savaş uçakları, helikopterler, ağır silahlar susmadı. Rojava’da Kobani ve Tişrin Barajı çevresindeki saldırılar da cabası. Ateşkes var ama sanki yokmuş gibi.
Devlet kanadından barışa dair sözler duyuluyor yer yer. Fakat bu sözler sahada yankı bulmuyor. Erdoğan ve AKP hükümeti, çözümden bahsediyor ama bombalar-silahlar konuşmaya devam ediyor.
Peki, barış böyle mi gelir? Tek taraflı ateşkes, tek taraflı iyi niyet… Bunlar yeter mi?
Halklar barış istiyor. Bu kadim topraklarda Türküyle, Kürdüyle, genciyle, yaşlısıyla herkes savaşın bitmesini, artık bu acının son bulmasını istiyor. Ama bu isteğe karşılık vermesi gereken, öncelikle devletin ta kendisidir. Gücü elinde tutan, savaş uçaklarını kaldıran, emir veren taraf bir adım atmadıkça, barış tek kanatla uçamaz.
Bugün uzatılan bir zeytin dalı var. Yıllar sonra doğan bu umudu kırmamak gerekiyor. Bu dalı tutmak, onu yeşertmek gerekiyor. Devlet eğer gerçekten çözüm süreci istiyorsa, artık sahici bir adım atmalı.
Çünkü bu ateşkes bir fırsat. Ama bu fırsat kaçarsa, o umut bir daha kolay kolay doğmaz. Halkların sabrı, dayanma gücü tükenmek üzere. Barış bir kez daha yarım kalırsa, bu kez sadece bir sürecin değil, koskoca bir neslin umudu da tükenmiş olacak.
Şimdi söz devlette. Bu zeytin dalını tutacak mı, yoksa bir kez daha kırıp yere mi düşürecek?
Halklar barışı istiyor. Türk Devleti artık bu sese kulak vermeli. Yıllar sonra doğan umudu öldürmek değil, yaşatmak gerekiyor.