Haber: İrem KABATAŞ
"Devlet Bizi Doğru Anlamalı"
Örgüte yakın bir televizyon kanalında konuşan Karayılan, Abdullah Öcalan’ın son çağrısına dair değerlendirmelerde bulundu. 2025 Newrozu’nun tarihi bir dönemde kutlandığını belirten Karayılan, Kürt halkının bu yılı "Önderliğe Özgürlük ve Demokratik Toplum" sloganıyla karşıladığını söyledi.
Öcalan’ın özgürlüğünün Kürt sorununun çözümü anlamına geldiğini dile getiren Karayılan, “Önderliğin özgürlüğü, Kürt halkının özgürlüğü ve çözümün anahtarıdır. Aynı zamanda Kürt ve Türk halklarının barışı için de kritik bir dönüm noktasıdır. 2025 Newrozu’nun bu özgürlüğün gerçekleştiği yıl olması için herkesin çaba göstermesi gerekiyor.” dedi.
Karayılan, Newroz’un kitlesel bir şekilde kutlanması gerektiğini belirterek 2013’te Diyarbakır’da (Amed) 2 milyon kişinin katıldığı Newroz’un bu yıl daha büyük olması gerektiğini vurguladı.
"Öcalan Sürece Dahil Olmalı"
Karayılan, PKK'nin kongre toplayarak feshedilmesi ve silah bırakması kararının ancak Abdullah Öcalan’ın sürece doğrudan dahil olmasıyla alınabileceğini belirtti. “52 yıllık mücadele ve 41 yıllık savaşın ardından bu kararları almak kolay değil. Önder Apo’nun bu süreci yönetmesi gerekiyor. Devlet bizi doğru anlamalı.” dedi.
Devletin barış sürecini ilerletebilmesi için uygun koşulları yaratması gerektiğini vurgulayan Karayılan, “Önder Apo sürecin her aşamasında yer almalıdır. Dışarıdan da olsa kongreye teknik bir düzenlemeyle katılabilmeli, heyetler gidip gelmeli ve süreç sağlıklı ilerlemeli.” ifadelerini kullandı.
"Devlet Üzerine Düşeni Yapmalı"
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin "Öcalan çağrı yapsın, Meclis’te konuşsun" açıklamasına değinen Karayılan, PKK’nin sürecin işlemesi için ateşkes ilan ettiğini hatırlattı. Ancak sürecin devamı için devletin gerekli yasal düzenlemeleri yapması ve Öcalan’ın önünü açması gerektiğini söyledi.
“Savaşın sürdüğü bir ortamda kongre tarihi veya yeri tartışmak anlamsızdır. Öncelikle sürecin sağlıklı ilerlemesi için uygun adımlar atılmalı.” dedi.
"Barış Dili Kullanılmalı"
Karayılan, sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için kullanılan dile de dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
“Eğer bizim verdiğimiz mücadele ‘terör’ olarak tanımlanıyorsa, devletin Kürt halkına karşı yaptığı baskılar ve faili meçhuller de görülmeli. Barış istiyorsak, kullanılan dil de barış dili olmalı.” dedi.
"Süreci Sabote Edenler Var"
Barış sürecini sekteye uğratmak isteyen taraflar olduğunu söyleyen Karayılan, “Devlet içinde de Kürt tarafında da barışı istemeyen kesimler var. Ortadoğu’da bu savaşın devam etmesini isteyen birçok güç var. Rant peşinde olanlar sürecin ilerlemesini istemiyor.” dedi.
"Kimse 'Kazandık' Diyemez"
41 yıldır süren savaşta kesin bir galibiyetin olmadığını söyleyen Karayılan, “Bu savaşta kimse, 'biz kazandık' diyerek ucuz bir zafer yaratamaz. Ne biz devleti Kürdistan’dan çıkarabildik ne de devlet bizi tasfiye edebildi. Sonuç patadır ve bu gerçeği herkesin kabul etmesi gerekir.” diye konuştu.
"Askeri ve Siyasi Seçeneklerimiz Var"
Abdullah Öcalan’ın fikirlerine bağlı olduklarını ifade eden Karayılan, “Önder Apo’nun süreci yönetmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak devlet süreci reddeder ve bizi silahla yok etmeye kalkarsa, bizim de askeri ve siyasi seçeneklerimiz var. Alternatifsiz değiliz, hiçbir şeye mecbur değiliz.” dedi.
"Barışa da Savaşa da Hazırız"
Karayılan, PKK’nin barışçıl bir çözüme açık olduğunu belirterek, “Eğer devlet barışı gerçekten istiyorsa, mücadele siyasi ve hukuki zemine çekilmeli. Biz Önder Apo’nun çağrısı doğrultusunda barış sürecine hazırız, ancak devlet bunu reddederse savaş seçeneği de masada. Bunu herkes bilmeli.” diyerek sözlerini tamamladı.