YAZARLAR

Tümü

Kamu Fonlarından Yararlanan Sanatçıların Sessizliği Üzerine

(30 Gün, 23 Saat önce)
Türkiye'de devlet desteğiyle sanat üreten ancak toplumsal meselelerde sessiz kalan sanatçılar konusu, son yıllarda giderek daha fazla tartışılır hale geldi. Toplumun vergileriyle desteklenen sanatçıların, aynı toplumun haklarını savunma konusundaki çekimserliği, hem sanatın işlevi hem de sanatçının toplumsal rolü açısından önemli sorular doğuruyor.

Ekin DAĞDELEN

 

Sanatçı, tarih boyunca toplumun aynası ve vicdanı olarak görülmüştür. Adaletsizliklere, baskılara ve toplumsal sorunlara karşı sesini yükseltmesi beklenen sanatçının, bugün kamu fonlarıyla sanatını icra ederken toplumsal konulardan uzak durması, bir çelişki olarak karşımıza çıkıyor.

 

Devlet desteği alan sanatçıların sessizliğinin ardında birkaç neden bulunabilir: Öncelikle, ekonomik bağımlılık ve gelecek kaygısı, sanatçıları desteklerini kaybetme korkusuyla eleştirel tavır almaktan alıkoyabilir. Diğer yandan, sanatın siyasetten bağımsız olması gerektiği düşüncesi de bu tutumu meşrulaştıran bir argüman olarak kullanılabilmektedir.

 

Ancak sanatın özünde toplumsal bir anlam taşıdığı gerçeği göz ardı edilemez. Toplumun kaynaklarıyla beslenen sanatçının, o toplumun sorunlarına karşı duyarsız kalması, sanatın eleştirel ve dönüştürücü gücünü zayıflatır. Sanatçı, yalnızca estetik değer üreten bir figüran değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık yaratan bir aktördür.

 

Türkiye'nin yakın tarihinde yaşanan doğal afetler, toplumsal hareketler ve insan hakları meseleleri karşısında pek çok sanatçının sessiz kalması, bu tartışmayı daha da derinleştirmiştir. Oysa sanatçının görevi, yalnızca güzeli aramak değil, toplumsal gerçekleri de sanatsal dille ifade etmektir.

 

Sanatçının özgürlüğü, devlet desteğiyle sınırlandırılmamalı; aksine, bu destek, sanatçının toplumsal sorumluluğunu yerine getirmesi için bir güvence olmalıdır. Kamu fonlarıyla desteklenen sanat, toplumun bütününe hizmet etmelidir. Bu da ancak sanatçının toplumsal meselelere duyarlı olması, gerektiğinde eleştirel bir tavır sergilemesi ile mümkündür.

 

Sonuç olarak, devlet desteği alan sanatçıların toplumsal konulardaki sessizliği, sanatın özgürleştirici ve dönüştürücü gücünü sınırlandırmaktadır. Sanatçıların, mesleki kaygılarını bir kenara bırakarak toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeleri, hem sanatın değerini artıracak hem de toplumun gelişimine katkıda bulunacaktır. Gerçek sanat, yalnızca estetik kaygılarla değil, aynı zamanda toplumsal bir vicdanla da üretilir.

 

 


İSTANBUL
EURO
43.2143
DOLAR
38.0032
ARŞİV