Editör Mehmet Murat YILDIRIM
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı ve güncel gelişmelere ilişkin düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
DEM Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıda Ayşegül Doğan, İstanbul'da başlayan protesto eylemlerine dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu nedenle sokaklardayız, meydanlardayız, alanlardayız. Birçok farklı gerekçeyle sesimizi yükseltiyoruz ve taleplerimizi eşitlik, özgürlük ve adalet temelinde birleştiriyoruz. Mücadelemiz bu doğrultuda devam edecek."
Ayşegül Doğan, “MYK toplantımız, Newroz kutlamalarının değerlendirmeleri ile başladı. Temel başlıklarımızdan biri buydu. 11 Mart’ta startını verdiğimiz Newroz kutlamaları yarın da bazı yerlerde sürecek. Esasında, dün itibarıyla tamamlamış olduk da diyebiliriz. Çok görkemli kutlamalarla dün son buldu Newroz haftası" diye ekledi.
BÖYLE TARİHSEL FIRSATLARA AZ RASTLANIR
Önder Apo’nun 27 Şubat’ta yaptığı tarihi çağrıyı hatırlatarak, bu çağrının yeni bir kapı araladığını söyleyen Ayşegül Doğan, Newroz kutlamalarının tarihsel fırsatı güçlendirdiğini kaydetti.
Ayşegül Doğan, şöyle konuştu: "Böyle tarihsel fırsatlara az rastlanır. Bu yüzden en başından beri herkesin ciddiyetle yaklaşması gerektiğini söyledik. Titizlikle, itinayla ve çelik gibi bir iradeyle, kararlılıkla durarak açık bir şekilde mesajımızı ortaya koyduk. Aynı zamanda bugüne kadar olduğu gibi uyarılarımızı da yaptık. 'Kimse bu süreci sulandırmamalı, kimse gayriciddi yaklaşmamalı' dedik. Bu tarihsel fırsat, tüm Türkiye’yi kucaklayabilecek ve kapsayabilecek bir potansiyele sahip. Üstelik bu potansiyelin Türkiye’de var olduğunu söyledik. Bu yüzden hep uyardık, yine uyarıyoruz: Kimse küçük hesaplar yapmamalı, küçük iktidar oyunlarıyla uğraşmamalı.
DEMOKRASİ TALEBİ GÖRÜLMELİ
Türkiye’nin enerjisi ve potansiyeli bugün Newroz alanlarından Saraçhane’ye kadar ortak bir talepte buluşmuş durumda. Newroz alanlarından Saraçhane’ye ortaklaşan özgürlük, demokrasi ve eşitlik talebi, Türkiye için gerçek bir demokrasi talebidir. Bu talep iyi duyulmalı, gölgelenmemeli. Kumpaslarla, oyunlarla ya da sabotajlarla boşa çıkarılmamalı. Boşa çıkarmak isteyenler de halkların ortaya koyduğu bu güçlü irade karşısında sonunda yenilirler.
TALİMATLI VE BAĞIMLI YARGI TEMEL SORUN
Kışkırtılmak istenen hiç kimseye fayda sağlamaz. Kutuplaştırma, kışkırtma ya da birtakım karşılaştırmalar yaparak insanları karşı karşıya getirme çabaları beyhudedir. 'Eşitsizlik, adaletsizlik ve haksızlık kartopu gibi büyür' dedik. Haklı çıktık, keşke haklı çıkmasaydık. Bugün dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul göz hapsinde, tutuklu. Milyonlarca İstanbullunun seçtiği belediye başkanı tutuklandı. İstanbul’a kayyım tecrübesi yaşatılmak istendiği gibi tüm bu yolların taşlarının nasıl döşendiğini, ortak mücadeleye ihtiyacımız olduğunu çokça anlatmaya çalıştık. Hakkari'ye kayyım atandığında 'İstanbul’a atanmış varsaymalıyız' dedik. Kime olursa olsun halk iradesinin gaspının hep karşısında olduk. Bugün de, dün olduğu gibi daha büyük bir kararlılıkla bu irade gaspının karşısında duracağız. Türkiye’de hiçbir zaman böyle bir yargı sistemi olmadı. Talimatlı ve bağımlı yargı bu ülkenin en temel sorunlarından biri hale geldi.”