Haber: Mehmet Murat YILDIRIM/ZÜRİH
Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB), yayımladığı açıklamayla Türkiye, Kurdistan ve Ortadoğu’daki baskı, savaş ve faşizm politikalarına karşı sert bir tutum aldı. ADGB, barış, demokrasi ve adalet talebiyle İsviçre’nin birçok kentinde sokaklara çıktı. “Direnenlerin sesine ses katıyoruz!” çağrısıyla Basel, Zürih, Lozan ve Cenevre’de kitlesel protestolar düzenlendi.
ADGB’nin çağrısıyla Zürih Stauffache’de düzenlenen eyleme çok sayıda kişi katıldı. Türk devletinin son dönemde artan baskı politikalarının eleştirildiği eylemde, sık sık,
“Kahrolsun Faşizm!”, “Jin, Jiyan, Azadî!”, “Diktatör Erdoğan”, “Demokrasi, Barış, Adalet!”, “ ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıldı.
SYKP, CDK-S, İGİF, İDHF, ATİK, ADDKİ, FEDA, KUTÜSCH, MARDEF, DİK, ESU, ADKM, DİDF, İHDD, Kadın Dayanışması, İABF, İTİF, TİP ve Devrimci Hareket gibi çok sayıda kurumun ortak çağrısıyla gerçekleşleşen eylemde ortak bir açıklama yapıldı.
Faşizme Karşı Ortak Mücadele
Açıklamasında, dünyada artan kaos, sağcılaşma, cinsiyetçilik ve militarizmin Türkiye Kurdistan ve Ortadoğu’da daha yakıcı biçimde yaşandığına dikkat çekildi. İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarının ardından, Suriye’de Alevi, Hristiyan, Kürt ve Dürzilere dönük tehditlerin yükseldiği ifade edildi.
ADGB, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın barış çağrısına rağmen AKP-MHP iktidarının savaş ve kutuplaştırma siyasetinde ısrar ettiğini, muhalefeti sindirmek için kayyum politikaları, gözaltılar ve tutuklamalarla yeni bir baskı sürecinin başlatıldığını belirtti. Mardin, Van, Dersim ve Esenyurt’taki kayyum atamaları, ardından DEM Parti’ye ve HDK’ye yönelik operasyonlar ve en son 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın da aralarında bulunduğu isimlere yönelik hukuki operasyonlar, “demokrasinin tamamen rafa kaldırılması” olarak değerlendirildi.
“Sokakları Terk Etmeyelim”
Açıklamada, ülkede özellikle gençliğin başını çektiği direnişin önemine vurgu yapılarak, Avrupa’daki demokratik kamuoyuna da bu direnişe ses verme çağrısı yapıldı. Barışın, demokrasinin, özgürlüğün ve adaletin sesi olmak gerektiği vurgulandı.
Açıklama şu ifadelerle son buldu, “Faşizmi ve savaş politikalarını durdurmak ancak barış ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle mümkündür. Şimdi, bulunduğumuz her yerde direnişi büyütme zamanı!”
