EKİN DAĞDELEN
Bütüner’in değerlendirmesine göre, 2011 yılında yürürlüğe giren 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK), taşra teşkilatında görev yapan uzmanları “ikinci sınıf memur” konumuna sürükleyen yapısal bir eşitsizliği beraberinde getirdi.
Uzman Kadrosu Aynı, Statü Farklı
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 41. maddesine göre uzman kadroları, merkezi ya da taşra teşkilatında görev yapmasına bakılmaksızın aynı sınav süreçlerinden geçerek oluşturuluyor. KPSS’nin ardından özel yarışma sınavı, kurum mülakatı, üç yıllık yardımcılık dönemi, yeterlik sınavı ve yeniden mülakat gibi çok aşamalı bir sistemden geçen tüm uzmanlar aynı yasal statüye sahip. Ancak 666 sayılı KHK ile birlikte bu eşitlik fiilen ortadan kaldırıldı.
Bütüner’e göre, 2011 öncesinde kamuda istihdam edilen yaklaşık 40 uzmanlık kadrosu arasında herhangi bir ayrım yokken, bu KHK ile yalnızca dokuz kadro —ki bunların dördü Maliye Bakanlığı bünyesinde— taşra uzmanı olarak ayrıştırıldı. Aynı masada yan yana çalışan kamu emekçileri arasında bugün 22.500 TL’ye ulaşan maaş farkı oluştu. Bu tutar, günümüz itibarıyla bir asgari ücretlinin aylık geliri kadar.
“Merkez-Taşra Ayrımı Kurum İçi Barışı Zedeliyor”
Bütüner, bu yapay ayrımın yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kurumsal iklimi bozan sonuçlar doğurduğunu belirtiyor. Özellikle Maliye Bakanlığı’nda aynı kurum kültürü içinde çalışan merkez ve taşra uzmanları arasındaki bu uçurum, “kurum içi çalışma barışını ve huzurunu zedeleyen” bir eşitsizliğe dönüşmüş durumda.
Merkez uzmanlarına tanınan yabancı dil puanı ve tez yazma gibi ek kriterlerin, taşra uzmanlarından esirgenmesini de eleştiren Bütüner, “Bu farklılıklar mesleğin prestijini zedelemekle kalmıyor, taşra uzmanlığına olan ilgiyi de azaltıyor,” diyor.
Meclis’teki Geri Adım: Tepkiler Sonuç Verdi
27 Mart’ta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenen 375 sayılı KHK’nın 13. maddesi de taşra uzmanlarının tepkisiyle karşılandı. Madde yalnızca merkez uzmanlarını, daire başkanlarını ve teftiş personelini kapsayacak şekilde maaş iyileştirmesi öngörüyordu. Bu adaletsiz yaklaşım, sendikaların, derneklerin ve taşra uzmanlarının yoğun tepkisiyle karşılandı. Gelen baskılar sonucu madde Meclis gündeminden geri çekildi.
666 Sayılı KHK: 15 Yıllık Derinleşen Eşitsizlik
Ulaş Bütüner’in değerlendirmesinde, 666 sayılı KHK’nın yürürlüğe girmesinden bu yana geçen yaklaşık 15 yılda taşra uzmanlarının ciddi bir itibarsızlaştırma sürecine maruz kaldığına vurgu yapılıyor. Herhangi bir siyasi ya da bürokratik irade tarafından bu adaletsizliğin düzeltilmemesi, taşra uzmanlarının mesleki motivasyonunu ve kurumsal aidiyetini de giderek aşındırıyor.
Tepkiler Artıyor, Süreç Takip Ediliyor
Merkez ve taşra uzmanları arasındaki yapay ayrımın kaldırılması için kamu emekçileri örgütlü tepkilerini sürdürürken, sendikaların bu konuda önümüzdeki süreçte yeni adımlar atması bekleniyor. Konuyla ilgili gelişmeleri, kamu emekçilerinin taleplerini ve siyasi iktidarın yaklaşımını izlemeye; detayları aktarmayı sürdüreceğiz.
