Haber: Mehmet Murat YILDIRIM
Ankara’da yaşayan Hüseyin Gökoğlu, e-Devlet üzerinden yaptığı sorgulamada kendisini AKP üyesi olarak görünce şoke oldu. Oysa Gökoğlu, geçmiş yıllarda Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Ankara Altındağ Kurucu İlçe Eşbaşkanlığını yaptı, şimdi ise DEM Parti’de Ankara il yöneticiliği yapıyor. Yaşadığı durumu “skandal” olarak niteleyen Gökoğlu, bunun tesadüf değil, sistematik bir uygulama olduğunu söyledi.
“AKP üyesi değilim, hiçbir zaman da olmadım”
Gökoğlu, kendisini tanıtarak sözlerine başladı, “Ben Hüseyin Gökoğlu. Uzun yıllardır demokratik siyaset içerisindeyim. Özellikle demokrasi ve özgürlükler mücadelesi çerçevesinde aktif olarak siyaset yapan bir kişiyim. Önceki yıllarda çeşitli demokratik kitle örgütlerinde, sivil toplum kuruluşlarında ve siyasi partilerde görevler aldım. HDP Ankara Altındağ İlçe Eşbaşkanlığı yaptım, şu anda da DEM Parti Ankara’da siyaset yapıyorum.”
Gökoğlu, AKP ile hiçbir zaman bir bağının olmadığını vurgulayarak, “Ben AKP üyesi değilim, hiçbir zaman da olmadım. Ancak geçtiğimiz günlerde bir vesileyle e-Devlet'e girdiğimde, siyasi parti üyelikleri kısmında AKP üyesi olduğumu gördüm. Bu tam bir skandaldır. Bu, benim siyasi kimliğimle taban tabana zıt bir durumdur. Siyasi mücadelemi herkes bilir, hiçbir gizli yönü yoktur. Yıllardır hangi çizgide siyaset yaptığım bellidir” dedi.
“Daha önce de başıma geldi, bu yeni bir yöntem olabilir”
Gökoğlu, benzer bir durumun geçmişte de yaşandığını aktararak şunları belirtti,
“Bu aslında ikinci kez başıma geliyor. Daha önce de aynı şey yaşandı. O zamanlar Yeşil Sol Parti’de aktif siyasetteydim. Partimize Yargıtay’dan gelen bir yazıyla, benim başka bir partiye üye olduğum bildirildi. Orada da AKP üyeliği görünüyordu. Bu durumu hemen iptal ettirdik. Ama şimdi farklı bir şey var. Bu kez üyeliğim Yargıtay kayıtlarına ulaşmamış, yalnızca e-Devlet üzerinden görünüyor. Bu da yeni bir yöntem geliştirildiğini gösteriyor olabilir. Artık üyelikler önce e-Devlet’e düşüyor, Yargıtay’a ulaşmadan yakalanırsa geri çekiliyor. Böylece iz bırakılmıyor.”
“Bir kişinin değil, birçok kişinin başına geliyor”
Gökoğlu, olayın sadece kendisiyle sınırlı olmadığını ifade ederek, “Bu bireysel bir mesele değil. Sosyal medyada paylaştıktan sonra onlarca kişi bana ulaştı. Şu ana kadar en az 50 kişi aynı durumdan bahsetti. Bunların içinde siyasi mahpuslar, geçmişte işkence görmüş insanlar, muhalif gazeteciler var. AKP ile hiçbir ilişkisi olmayan, hatta AKP tarafından mağdur edilmiş insanlar. Bu kişilerin bilgisi ve onayı olmadan AKP’ye üye yapılmaları ciddi bir organizasyon işidir” şeklinde konuştu.
“Kamu kurumlarından alınan bilgilerle yapılıyor olabilir”
Gökoğlu, sahte üyeliklerin nasıl yapıldığına dair de dikkat çekici iddialarda bulunarak, “Bu üyeliklerin nasıl yapıldığına dair ciddi kuşkular var. İnsanlar sosyal yardımlar alırken, çeşitli başvurular yaparken kamu kurumlarına kimlik bilgilerini veriyor. Bu bilgiler bir şekilde üçüncü kişilere ulaştırılıyor olabilir. Siyasi partilere aitmiş gibi gösterilerek üyelik formları dolduruluyor olabilir. Kimse kendi rızasıyla bu partilere üye olmuyor ama sistem bunu kabul ediyor. Bu, kişisel verilerin yasa dışı yollarla kullanılmasına girer. Bu sadece bireysel bir sahtekârlık değil, bir siyasi mühendislik faaliyeti” diye konuştu.
“Yarın bir gün bu üyelik, benim haklarımı elimden alabilir”
Bu durumun yalnızca bir etik ihlal olmadığını vurgulayan Gökoğlu, olası hukuki ve siyasi sonuçlara dikkat çekerek, “Ben şu an DEM Parti üyesiyim. Ama sistemde AKP üyeliğim görünüyorsa, bu durumda yasal olarak diğer parti üyeliğim geçersiz sayılabilir. Diyelim ki ben başka bir partiden aday oldum, Yüksek Seçim Kurulu bunu gerekçe gösterip başvurumu iptal edebilir. Ya da parti içinde bir görev alacaksam, bu geçersiz sayılabilir. Yani bu sahte üyelikler, insanların siyasi haklarını gasp etmeye kadar varan sonuçlar doğurabilir” dedi.
“Bu işi sonuna kadar takip edeceğim”
Gökoğlu, olayın peşini bırakmayacağını belirterek sözlerini şöyle tamamladı,
“Bu artık bir güvenlik meselesi haline geldi. Kimin kim adına ne yaptığı belli değil. İnsanların siyasal kimlikleriyle oynanıyor. Bu, demokratik siyasete açık bir müdahaledir. Hem partimiz bu konuyu takip ediyor, hem de ben kişisel olarak hukuki süreç başlatacağım. Bunun ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu ülkede demokrasi mücadelesi veren herkesin meselesidir bu.”