ÜLKE

Tümü

YENİ SÜREÇ VE SARAÇHANE DİRENİŞİ ÜZERİNE: HAKAN ÖZTÜRK RÖPORTAJ

(3 Gün, 12 Saat önce)
Türkiye’de toplumsal muhalefetin önemli isimlerinden biri olan Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk ile barış süreci, Saraçhane protestoları ve Türkiye siyasetinin geldiği son aşama üzerine konuştuk. Öztürk, Kürt meselesinden demokratik mücadeleye, Türkiye sağının gerileyişinden gelecek umutlarına kadar geniş bir perspektiften değerlendirmelerde bulundu.

Sinan CANTÜRK

 

Hakan Öztürk kimdir?

 

Elazığlıyım ama yaşamımın büyük kısmı İstanbul’da geçti. Liseye kadar İstanbul’da okudum, üniversiteyi ise Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde tamamladım. Aynı üniversitede Kooperatifçilik alanında yüksek lisans yaptım. Eskişehir’de gençlik hareketlerinde aktif oldum. ÖDP ve SDP’nin kuruluş süreçlerinde yer aldım. Başka Kültürevi çalışmalarına katkı sundum. Yol TV’de Seyir Defteri programını yaptım; Hareket, Emekçi Hareket, Daima, Yarın dergilerinde ve günlük gazetelerde yazılarım yayınlandı. Şu anda Yeni Yaşam gazetesinde yazıyorum. 2004’te EHP’nin kuruluşunda yer aldım, 2022’de yeniden Genel Başkan oldum. 2023 seçimlerinde Emek ve Özgürlük İttifakı’nın İstanbul 1. Bölge adayı olarak Yeşil Sol Parti listesindeydim. Halen İstanbul’da yaşıyorum.

 

EHP'yi anlatır mısınız?

 

Çünkü EHP somut ve güncel bir politik program ortaya koyuyor. Adaletli ücret, herkese iş, toplumsal refah, parasız eğitim gibi temel ekonomik hedeflerle birlikte, siyasi alanda da seçme ve seçilme hakkı, Kürt sorununa çözüm, kadın ve LGBTİ+ bireyler için eşitlik gibi temel özgürlükleri savunuyor. Bu program “Kurtuluşun Yolu”nu gösterdiği için, bu yolda EHP ile birlikteyim.

 

Yeni barış süreci hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Tarihsel süreçte ulus-devletler imparatorluklardan doğdu. Türkiye de Osmanlı’dan böyle bir dönüşümle çıktı. Kürt meselesi bu dönüşümün içinden doğan yapısal bir sorundur. Bugün artık taraflar görüşebilecek bir noktaya geldi. Sorunu yaşayanlar konuşmalı. Geçmiş süreçlerden ders alınmalı ama “önce şu oldu” diyerek barış masasından kaçmamak gerekir.

 

Öcalan’ın çağrısı bir ilk adımdır ve olumludur. Silahların sustuğu, Kürtçenin kamusal alanda daha rahat konuşulduğu bir ortam yaratıldı. Bu bile büyük bir kazanımdı. Gezi direnişi, HDP’nin %13 oy alması ve AKP’nin tek başına iktidarı kaybetmesi de aynı döneme denk geldi.

Halk bu sürece mükemmel şekilde hazır mı? Belki değil, ama bu idealizm olur. On yıllardır süren milliyetçi anlatıya rağmen halklar arası kardeşlik bilinci büyüyor. Şimdi barışa ulaşma imkanı yeniden doğdu. Geçmişiyle yüzleşebilen bir toplum, geleceğe de daha sağlam yürüyebilir.

 

Saraçhane protestoları sizin için ne ifade ediyor?

 

Ekrem İmamoğlu gibi cumhurbaşkanlığına aday olabilecek bir ismin diplomasının iptal edilmesi ve gözaltına alınması utanç verici bir olaydır. Bu, sadece bir siyasi operasyon değil, aynı zamanda demokrasinin ayaklar altına alındığının göstergesidir.

AKP, geçmiş çözüm sürecinden kendi adına ders çıkardı. Şimdi bu süreci tıkamak, demokratik muhalefetin önünü kesmek için her şeyi yapıyor. Barış ortamı yaratılır yaratılmaz, hemen İmamoğlu’na “örgüte yardım” davası açılıyor. Oysa artık o örgüt formu sona erdiriliyor. Böyle bir suçlamanın sürdürülebilirliği yok.

Türkiye muhalefeti bu baskılara da direnecektir. Eskiden sağın %70’e karşılık, solun %30 oranında olduğu söylenirdi. Bugün bu oranlar 51’e 49 olarak değişti. AKP artık icracı sağ olarak gücünü kaybetti. Bu yüzden paniğe kapılıyorlar. Seçimi kaybetmekten ve barış ortamında siyaset yapamamaktan korkuyorlar. Ama tarih geri işlemez. Dönülmez akşamın ufkundayız.

 

Son olarak, önümüzdeki sürece dair mesajınız nedir?

 

Barış, demokrasi ve adalet için yürüyüşümüz sürecek. AKP, düşman olmadan siyaset yapmayı bilmiyor ama biz siyasi mücadeleyi, halkı harekete geçirmeyi biliyoruz. Şimdi mücadele zamanı. Tarihin tekeri dönüyor ve bu kez halktan yana…


İSTANBUL
EURO
43.2143
DOLAR
38.0032
ARŞİV