Elif Gamze BOZO
Bakanlık, sezaryen doğum oranlarının Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği oranın çok üzerinde olduğunu belirterek, bu adımın anne ve bebek sağlığı açısından hayati önem taşıdığını savundu. Ancak karar, başta kadın örgütleri ve sağlık meslek kuruluşları olmak üzere birçok kesimin tepkisini çekti.
Kadın Hakları Savunucuları Tepkili: “Kadının Bedeni Üzerindeki Karar Hakkı Gasp Ediliyor”
Kadın örgütleri, sezaryen yasağının doğum şekli tercihini sınırlayarak kadının doğum hakkına müdahale anlamına geldiğini belirtiyor. Uzmanlar ise, her kadının doğum şekline kendi iradesiyle karar verebilmesi gerektiğini, aksi halde bunun hak ihlali sayılabileceğini vurguluyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) de yaptığı açıklamada, tıbbi endikasyonun dışında bile bazı kadınların sezaryeni tercih edebileceğini, yasakçı politikaların hem hasta haklarına hem de hekimlik etiğine aykırı olduğunu dile getirdi.
Hekimler: “Yasağın Uygulanabilirliği Sorunlu”
Kadın doğum uzmanları ise uygulamanın sahada ciddi sorunlara yol açabileceğini, hekimin karar verme özgürlüğünün kısıtlanmasının riskli vakalarda geri dönülmez sonuçlar doğurabileceğini ifade ediyor. Ayrıca özel hastanelerin gelir modeli üzerinde de doğrudan etkisi olacak bu adımın, sağlık sektöründe yeni krizlere yol açabileceği belirtiliyor.
Sağlık Bakanlığı: “Normal doğumu teşvik ediyoruz, yasak değil”
Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise uygulamanın bir yasak değil, normal doğumu teşvik etmek amacı taşıdığını, tıbbi zorunluluk halinde sezaryen yapılmasına engel olmadığını açıkladı. Ancak düzenlemenin özel hastanelere ceza ya da kota uygulaması içerip içermediği henüz netlik kazanmadı.
Yeni uygulamanın detayları önümüzdeki günlerde yayımlanacak genelgeyle kesinlik kazanacak.